Examples of using Konuşmak zorunda in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ne kadar yara hayatımı oldu çok cinlerin konuşmak zorunda?
Tanrı insanlarla konuşmak zorunda.
Biri onunla konuşmak zorunda.
Ama yine de konuşmak zorunda hissediyorum. Biliyorum.
Onunla konuşmak zorunda kaldım.
Evet, bizimle konuşmak zorunda değilsin.
Bak, ben gerçekten hızlı bir şey Leo konuşmak zorunda kaldı.
Ama yine de konuşmak zorunda hissediyorum.
Biri Tomla konuşmak zorunda.
İnsanlar bana baktıkları zaman konuşmak zorunda kalıyorum.
Bir sürü insan benimle konuşmak zorunda.
Ve işle ilgili olmadığı… sürece sizinle konuşmak zorunda değilim.
Evet ama çocuk bakıcısı sesiyle konuşmak zorunda kalınca.
Hayır hiç kimseyle konuşmak zorunda değilsin.
Bakın, biri onla konuşmak zorunda.
Böylece konuşmak zorunda kalmadan ne olduklarını anlarsın.
Çalışanlarımla konuşmak zorunda.
Babanla tekrar konuşmak zorunda mıyım?
Benimle böyle konuşmak zorunda değilsin.