Examples of using Konuştuğu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Dunganca, bu etnik grubun konuştuğu dil.
Julia konuştuğu zaman ipucumu anlayamayacağım.
Ateşböceklerinin, konuştuğu tek sözcük, ateşe sıçramadan önce.
Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.
Bilge kuş efendinin özel olarak konuştuğu kelimeleri taklit eder.
Fransa konuştuğu zaman dünya dinliyor.
Hepimizin konuştuğu bir dil.
Gibi konuştuğumu düşünemiyorum bile. Ben babamla bu çocuğun benimle konuştuğu.
Konuştuğu zaman onu duyabiliyor musun?
Giysilerin dünya dilini konuştuğu söylenir.
Hayatın ışık aracılığıyla konuştuğu doğru o zaman.
Oğlum ve kız kardeşi Rusçayı bebeklerin konuştuğu gibi konuşuyorlar.
Leilanın konuştuğu Tobynin bu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Atların isimleri eksik olmazdı dilinden. Sık sık konuştuğu telefonda.
Patronun konuştuğu zaman en azından dinliyormuş gibi yap.
Sık sık konuştuğu telefonda.
Sanırım herkesin konuştuğu dili Tomun bilmemesi saçma.
Ama tanrılar onun aracılığıyla konuştuğu zaman.
Çünkü hayatı kimin konuştuğu önemlidir.
Onun kendi için konuştuğu.