KONUŞTULAR in English translation

talked
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
spoke
konuşurken
konuşmak
söz
konuşun
söyle
konuşabilir miyim
sesle
bahsetme
discussed it
tartışmak
konuşsun
bunu tartışabiliriz
tartışmak zorunda değilsiniz morgan bunu
conferred
görüştüler
müzakere
talk
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
talking
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat
speak
konuşurken
konuşmak
söz
konuşun
söyle
konuşabilir miyim
sesle
bahsetme
talks
konuşmak
konuşalım
söz
sohbet
hakkında
bahsetmek
konuşun
anlat

Examples of using Konuştular in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ardından yetişkinler oturup konuştular.
So the adults discussed it with the bigwigs.
Tom ve Mary yaklaşan tatillerinde yapmak istedikleri her şey hakkında konuştular.
Tom and Mary talked about everything they wanted to do on their upcoming vacation.
Ya da Weldonla ikisi konuştular.
Or maybe she and Weldon did talk.
Hayatım, hep o kadın hakkında konuştular.
Darling, they never stop talking about her.
Hayır, onlar…- Çok az konuştular.
They… No. Barely speak.
Tom ve Mary odanın köşesinde sessizce konuştular.
Tom and Mary spoke quietly in the corner of the room.
Tom ve Mary durumu nasıl halletmeleri gerektiği hakkında konuştular.
Tom and Mary talked about how they should handle the situation.
Andrew and Zelda akşamı beraber geçirdiler, Güneş doğana kadar konuştular.
Andrew and Zelda spent all evening together, talking until the sun came up.
Y ve J bir saat seks konuştular.
Y and J talk sex for an hour.
Hayır, onlar…- Çok az konuştular.
No. They… Barely speak.
Romalılar, Latince konuştular.
The Romans spoke Latin.
Önce komite üyeleri sırayla neden orada olduğumuz hakkında konuştular.
Talking about why we were there. Well, first off, the committee members took turns.
Şüphesiz, insanlar bunun hakkında konuştular.
No doubt people talk about that.
Hayır, onlar…- Çok az konuştular.
Barely speak. They… No.
Corinne ve Paul… diyalektik materyalizmden konuştular.
Corinne and Paul… spoke of dialectic materialism.
Onlar yeterince konuştular.
They are finished talking.
Dennis ve kadın bu konuda konuştular.
Dennis and the lady talk about it.
Onlar dört dakika 16 saniye konuştular.
They spoke for four minutes and 16 seconds.
Beni yetiştirdiler, hayatımı kurtardılar,… benimle konuştular.
Talk to me. They take me… save my life.
bağışlama hakkında konuştular.
You came to me talking about faith and forgiveness.
Results: 391, Time: 0.0283

Top dictionary queries

Turkish - English