Examples of using Konuşun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Tüm bu inanılmaz teknolojiyi karşılayabilirler. Konuşun. Çalıştığım hacker kalabalığı.
Lütfen ben boşalıncaya kadar konuşun.
Tüm bu inanılmaz teknolojiyi karşılayabilirler. Konuşun. Çalıştığım hacker kalabalığı.
Sizi bilmem. Oturup konuşun burada.
Nicole konuşun.
Sizi bilmem. Oturup konuşun burada.
Şimdi konuşabiliyorsan, bir kez öksür. Konuşun.
Salsanın bana verdiği krampları da konuşun.
Konuşun onunla!
Konuşun onunla lütfen.
Lütfen daha yavaş konuşun.
Lütfen biraz daha yavaş konuşun.
Oh, lütfen İspanyolca konuşun.
İkizler, sizinle konuşulduğu zaman konuşun.
Teşekkürler. İkizler, sizinle konuşulduğu zaman konuşun.
Konuşun biraz.
Konuşun, millet.
Boş boş konuşun, sizi ölümlüler.
Konuşun dedim mi?
Lütfen daha açık konuşun, Bayan Bantam.