Examples of using Konuşunca in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onunla konuşunca bana paranoyak olduğumu söylüyordu.
Bebek gibi konuşunca ne yapacaktın?
Konuşunca daha da kötü oluyor.
Rocco konuşunca, herkes dinlerdi!
Artık Milo kendi kendine konuşunca çatlak gibi gözükmüyor.
O konuşunca diğerleri de kafa salladı.
Kızlar alınmıyor mu siz öyle konuşunca?
Mantıklı. Bayan Ruthla konuşunca bariz bir iletişimsizlik olduğunu anladım.
Kafiyeli konuşunca Muriel olmak zorunda kalmıyorsun!
Adrian, biliyorsun sen böyle konuşunca ben biraz endişeleniyorum.
Seninle konuşunca robot olduğuna inanmak zor.
İnsanlar polis hakkında böyle konuşunca hepimiz alınıyoruz.
Anneler hakkında bu kadar konuşunca tüm hevesim kaçtı.
Orayı görüp Bay Stillmanla konuşunca ikna oldum.
Annem haklıymış, kadınlar konuşunca onları dinlemiyorsun.
Geçinmek için yaptığım iş… Siz konuşunca insanlar sinirleniyor.
İnsanlar hemcinsi olan bir terapistle konuşunca daha rahat oluyorlar.
İnsanlar hemcinsi olan bir terapistle konuşunca daha rahat oluyorlar.
Tanrı onunla konuşunca oluyor.
Ryuzaki. Oğlumla konuşunca şüphelerin gitti mi?