Examples of using Krizin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Krizin böyle harcanması hata olur.
Krizin tam etkisi hala ölçülemedi.
Tanya, sen krizin kendisisin.
Onun gibileri çok çünkü uzun zamandır krizin içindeler.
Milton Friedman, krizin yararlarını anladı.
Av ve avcı, krizin heyecanına kapılmış.
Çar, krizin ortasındadır.
Amerika 1929da Büyük Buhranın yarattığı krizin pençesindedir.
İlk krizin tiroidine bağlı olduğunu kanıtlar.
Krizin basinda Henry Paulson Oval Ofise gidip… bankalari kurtarmak icin 700 milyar Dolar alinca Sosyalizm ile bir derdimiz olmuyor.
dünya ekonomisi için krizin sona yaklaştığını gösteren yeni tahminlerini de açıkladı.
Güvenlik uzmanları ve hükümet yetkilileri, çifte krizin -kuzey Kosovadaki durum ve organize suç- ayaklanmalara yol açabileceğinden endişe ediyor.
SETimes: Yunanistan -ve ABnin- içinde bulunduğu ekonomik ve mali krizin Makedonya üzerindeki etkileri nelerdir?
Şu anda krizin tam eşiğindeyiz ama hala, günümüzün, hatta yüzyılın en
Krizin başlamasından hemen önce bir otel inşa edip satmak istemiş,
Bunlar sana bir krizin gelmekte olduğunu
Avro Bölgesinin gerçekten de dağılabileceği yönündeki öneriler ilk olarak krizin yayılmaya devam ettiği ve Avrupanın lokomotifleri Almanya
Krizin içersinden, hikayeyi ilk elden birisi olarak anlatmama izin ver. Ben de sana tüm kapakların ağa babasını vereyim.
Yılında, krizin doruk noktasında, Avrupa Birliği GSYİHsı bir bütün olarak% 4,5 azalırken, Polonya GSYİHsı% 1,6 artmıştır.
Bölgedeki krizin yol açtığı altı yıllık bir kesinti sonrasında, Priştine ile Üsküp arasındaki yolcu treni hizmeti devam ediyor.