MESAFELI in English translation

distant
uzak
uzaktan
soğuk
mesafeli
distance
mesafe
uzak
uzaktan
range
menzil
mesafe
aralık
çeşitli
alanı
yelpazesi
poligonunda
sıradağları
aloof
soğuk
uzak
mesafeli
ilgisiz
ilgisiz mi
standoffish
çekingen
mesafeli
iticisin
soğuk biri
distances
mesafe
uzak
uzaktan
distancing
mesafe
uzak
uzaktan
aloofness
soğukluğu
mesafeli

Examples of using Mesafeli in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ri Zi Punch, Karatenin kısa mesafeli mücadelesinde zayıf bir noktayı çözdü.
The Ri Zi Punch solved a weak point in Karate's short range combat.
İnan bana, uzun mesafeli felaketlerde uzman sayılırım.
Believe me, I'm an expert on long distance disasters.
Mesafeli dil.
Distancing language.
Bunlar kısa mesafeli füzelerdi.
Those were short range missiles.
Havalı ve mesafeli.
Cool and aloof.
Hiçbir şoför üç prömiyeri kazandı Yılın uzun mesafeli dayanıklılık yarışları.
No driver had won the three premiere long distance endurance races of the year.
Çok mesafeli.
It's so distancing.
Tamam. Bu mesafeli değildi.
Okay. That wasn't aloof.
Tamam. Bu mesafeli değildi.
That wasn't aloof. Okay.
Kremlinnin tamamen mesafeli olmasını anlıyorsundur.
You understand the Kremlin must remain entirely distanced.
Bu U.F.O. tüfeği, uzun mesafeli atışlar için ideal.
This is called UFO Rifle, it's suitable for long ranged shooting.
Düşündüm de uğrayıp getirebilirim… ve maskeli ve mesafeli bir yemek yiyebiliriz.
And we will have a masked, distanced dinner. Figured I would bring it by.
Notlarının düştüğünü, mesafeli ve savunmacı olduğunu söyledi.
She said his grades are dropping, he's remote and defensive.
Tamamdır. Orada mesafeli kal, Mayfield.
All right, you stay frosty out there, Mayfield.
Mesafeli dur, ama bu operasyonun tamamlanmasını istiyorum.
Stay frosty, but I want this operation carried out.
Neden mesafeli davrandığını anlıyorum.
I understand why you have been distant.
Mesafeli ve huysuz davranıyor.
He's distant and difficult.
Mesafeli durmaya çalış!
Stay the distance!
Mesafeli durmak mı?
Stay the distance?
Ve mesafeli olmayacağım.
And I won't be distant.
Results: 293, Time: 0.0323

Top dictionary queries

Turkish - English