Examples of using Mini bar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sana soracaktım, o mini bar.
Deri döşeme, mini bar, CD oynatıcı.
Yatak odası hemen şurada, mini bar.
En iyisi kendim alayım. Mini bar.
Odanın ışıkları. Mini bar.
İsmi'' mini bar.
Bunları çalmadığın için pişman olacaksın… özellikle de mini bar.
Bir içki ikram ederdim ama etrafta mini bar göremedim.
Her banyomda ağzına kadar dolu mini bar var, çerezlerle birlikte.
Otelinizdeki süitlerde mini bar var mı?
Jakuzili suitte mini bar yok.
Otelinizdeki süitlerde mini bar var mı?
Ama Jack Black mini bar istiyor, Cate Blanchett mini bar istiyor.
Eğer mini bar ya da film kiralama yapmazsanız faturanızda hiçbir şey görünmez.
Daha çok şey gibi otellerde mini bar için kredi kartını bırakmak gibi.
Ben de aslında… sana mini bar anahtarı olan bir zarf vermek üzereydim.
Sana soracaktım, o mini bar… Her şey dâhil mi?
Beyaz bir kamyonet oda hizmetçisi kapısında olacak. Mini bar. Korumaların gazino kapısında olduğu anda.
Şimdi de dolabımı soymasından bıktım artık. Şarabımdan kendine mini bar yapmasından ve.
Ne hizmetçi, ne mini bar kontrolü. Ne de yastığın üzerine koyduğunuz çikolatalar.