NORMAL OLARAK in English translation

normally
normal
genelde
genellikle
aslında
as normal
normal
ordinarily
genelde
genellikle
normal
genel olarak
doğal olarak
as usual
herzamanki gibi
normal olarak
her zamanki gibi
alışılageldiği gibi
her zamanki̇
naturally
doğal olarak
doğuştan
elbette
kendiliğinden
dogal olarak
tabii
haliyle
tabiatıyla
typically
genellikle
tipik olarak
genelde
genel olarak
normalde
customarily
genelde
normal olarak
genellikle
unsurprisingly
beklenildiği gibi
ketçapı
gerildiler
normal olarak
as ordinary
sıradan
normal olarak

Examples of using Normal olarak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu, ayrıca eşcinselliği normal olarak gören tüm toplumların yozlaşmasının sebebidir.
It is also the reason why all civilizations that recognized it as normal became decadent.
Ay öncesine kadar başımıza geleceğini hayal bile etmediğimiz şeyleri artık normal olarak kabul ediyoruz.
We accept things as normal now that were unimaginable six months ago.
Bu araçta, güç normal olarak arkaya gidiyor.
So in this, the power goes to the back as normal.
Tüm FlyLo uçakları grev sebebiyle havalanamazken diğer havayollarındaki işleyiş normal olarak sürüyor.
Although the strike has grounded all FlyLo planes, other airlines are operating as normal.
Şimdi Majesteleri şunu imzalarsa hükümetinizin normal olarak ilerlemesini sağlayacağım.
Now, if Your Majesty could just sign these, I will ensure your government proceeds as normal.
Bozukluğunu saklamayı başarıp, normal olarak… geçmeyi başaran Deviatelar.
A DEVIATE WHO HIDES DEFORMITIES TO PASS AS NORMAL.
Eğer normal olarak devam etseydin, iki: steroid kullansaydın.
One if you had continued to develop normally, and one if you would decided to use steroids.
Normal bir evliliğim olurdu, normal olarak yaşlanırdım, annem gibi.
I would have a normal marriage, age normally, just like my Mom.
Doktor hayatım normal olarak yaşamamı istedi, yaşayabileceğimin eniyisi.
The doctor said I should live life normally, as best I could.
Normal olarak 50den fazla.
It's typically over 50.
Normal olarak söyledim.
I basically just told you.
Bazı hemofili hastaları büyüme gösterir uzunca bir süre normal olarak yaşar.
Some hemophiliacs grow up to lead quite long and normal lives.
Kırmızı Sincap Orta Avrupadan geliyor,… kozalaklı ağaçlarda yaşar normal olarak.
The red squirrel in coniferous woods. comes from Central Europe,… and normally lives.
Kırmızı Sincap Orta Avrupadan geliyor, kozalaklı ağaçlarda yaşar normal olarak.
The red squirrel comes from Central Europe, and normally lives in coniferous woods.
Kullanmak istediğiniz sürücününü adresini verin. Normal olarak bu/ dev dizini altında olan sizin CD
Specify a location for the drive you want to use. Normally, this is a file inside the/ dev folder representing your CD
Heterotopik gebelik dizigotik ikizliliğin normal olarak rahim içinde bir ikiz naklettiği ve diğer kalıntıların dış gebelik olarak fallop tüpünde olduğu nadir bir tipidir.
Heterotopic pregnancy is an exceedingly rare type of dizygotic twinning in which one twin implants in the uterus as normal and the other remains in the fallopian tube as an ectopic pregnancy.
Normal olarak harfler yazmak yerine, kullanıcılar bir harfi bir başkası üzerine yazacak ve aralarında kalemi kaldıracaktı.
Instead of writing letters normally, users would write one letter on top of another, lifting the pen between them.
Şimdi, normal olarak, yok edilmen tek seçenek.
Now, normally, extermination is the only option,
Bir okyanusal levha normal olarak kıtasal levhanın altına kayar;
An oceanic plate ordinarily slides underneath a continental plate;
Ne yaparsak yapalım… Onu normal olarak… sınıflandırabilmenin bir yolu yok.
Categorized as normal. Whatever we do, there's… There's no way he can be.
Results: 234, Time: 0.0418

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English