OLAN HER ŞEY in English translation

everything that
olan her şeyi
olan her şey
olan herşey
onca şeyden sonra bunu
her şey için
olan onca
bunların hepsi
tüm bu
her şeyi unut çünkü sen bu
olan janet lallybrochu , i̇skoçyayı ve değer verdiğimiz her şeyi
everything we
olan her şey
biz , her şeyi
yaptığımız her şeyin
herşeyi bizim
olan herşey
her şey burada
her şey elimizde
herşeyimizi aldılar yalnız bizden
bizi ve hayatta tutmamız gereken her şeyi
şey bizim
anything that
bir şey
olan her şey
olan her şeyi
bir şeyi
olan herşeyi
olan herhangi bir şey
herhangi bir şeyi
herhangi bir şey görür ya da duyarsanız , cleveland halkının bunu
o anki bakışın biri bir şeyi
olan birşey
all that
tüm bu
bütün bu
bunların hepsini
olan tek
olan her
tek şey bu
bu kadar şeyi
olan her şey
everything i
benim her şeyim
her şeyi ben
her seyi
benim her
olduğum herşeyi
yaptığım her şey
her yaptığım
everything he
olan her şeyi
olan her şey
yaptığı her şey yapmakta olduğu her şey
bütün o
o adamların onun olamadığı şeyleri
onu şeytan olarak görüyorsun o zaman da söylediği ve yaptığı herşey
kendisini izlemeye alacak gibi görünüyor delegelerden istediği herşeyi
everything she
olan her şey
olan her şeyi
onun yaptığı her şey
everything they
olan her şeyi
onlara her
hepsini
şeyler o kadar
everything those

Examples of using Olan her şey in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
İhtiyacım olan her şey burada.
I have everything I need right here.
Sana olan her şey seni daha da çok çekici yapıyor.
Everything that happens to you makes you so much more desirable.
Onu bulduğumuzda elinde olan her şey bunlar. Teşekkürler.
Merci. This is everything he had when we found him.
Var olan her şey sensin… ve nefesini.
And your breath. All that exists are you.
Burada ihtiyacımız olan her şey var.- Ne?
We have everything we need here. What?
Umarım meteliksiz de azimlidir çünkü artık ona ait olan her şey benim.
I hope that he can survive on nothing because anything that was his is now mine.
İhtiyacınız olan her şey burada.
Here is everything they need.
İhtiyacım olan her şey burada var.
I have got everything I need right here.
İhtiyacım olan her şey var.
I have everything I need already.
Onu bulduğumuzda elinde olan her şey bunlar. Teşekkürler.
This is everything he had when we found him. Merci.
İhtiyacı olan her şey temin edilecek.
She will have everything she needs.
Burada olan her şey sana bağlı.
Everything that happens here is gonna be completely up to you.
Hayır, uygar olan her şey için direnmeliyim.
No, I must make a stand for all that is civilized.
Buradaysa ihtiyacımız olan her şey var. Biliyorum ama.
Whereas here, we have everything we need. I… you know.
Şortlar, zor olan her şey.
Shorts, anything that was difficult.
İhtiyaçları olan her şey var?
They have everything they need?
İhtiyacım olan her şey burada.
I have got everything I need right here.
O iki yüzlülerin olan her şey… için beni suçladıklarını biliyorum.
I know they blame me. They blame me for everything, those hypocrites.
Pariste ihtiyacım olan her şey var.
I have everything I need in Paris.
Meğer babamın ihtiyacı olan her şey çiftlikte varmış.- Hayır.
He… It turns out he had everything he needed at the farm.-No.
Results: 508, Time: 0.0942

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English