Examples of using Olmak tuhaf in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Maliden ilk kez bu kadar uzakta olmak tuhaf olmalı.
Aslında seninle arabada olmak tuhaf.
Dışarıda tek başına olmak tuhaf gelecek.
Boş bir evde olmak tuhaf.
Bir jinekologla evli olmak tuhaf olmalı.
O büyük evde yalnız olmak tuhaf olmalı.
Aslında seninle arabada olmak tuhaf.
Şimdi seninle burada olmak tuhaf.
Tekrar Marsilyada olmak tuhaf.
Burda olmamız tuhaf, değil mi?
Terk edilmişse yıkılmamış olması tuhaf. Fabrika bu.
Çiçeklerin kokmuyor olmaları tuhaf.
Hiç söz etmemiş olması tuhaf.
Daha önce hiç karşılaşmamış olmamız tuhaf.
Bu insanların arasında olmak, tuhaf bir duygu.
Hamam böceklerim olmadan tuhaf geliyor.
Büyüdükçe, Jason bunun doğal olmadığını, tuhaf göründüğünü fark etmiştir.
Herkes kardeş olmamızın tuhaf olduğunu düşünüyor.
Castronun burada olmaması tuhaf. Boktan olanlar.
Castronun burada olmaması tuhaf. Boktan olanlar.