Examples of using Tuhaf in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Aksanıyla konuşmaktan ne kadar nefret ettiğimi bilemezsin. Kocanın tuhaf.
babası üzülmüş. Marge tuhaf davranmaya.
Evet. Yeterince tuhaf.
Evet. şu anda yok edilmesini istediğim birisi yok. Yeterince tuhaf.
Tanrım, bunu yüksek sesle söylemek çok tuhaf ama.
Bundan daha tuhaf seyler yaptim.
Swiperdan daha tuhaf. Tuhafsın. .
Her zamankinden daha tuhaf davranıyorsun bu da…- Bir şey gösteriyor.
Her zamankinden daha tuhaf davranıyorsun bu da…- Bir şey gösteriyor.
Her zamankinden daha tuhaf davranıyorsun bu da…- Bir şey gösteriyor.
Her zamankinden daha tuhaf davranıyorsun bu da…- Bir şey gösteriyor.
Köpeği bulmadan önce daha da tuhaf biriyle karşılaştım.
Ama bu ikisini daha tuhaf şeyler yaparken yakaladım.
Dışarıda, tarlalarda olmak gibi… tuhaf şeyler düşünmeye başladım.
Kuşkusuz filodaki en tuhaf gemi biziz.
Evet, ufaklık? Burada gördüğün en tuhaf şey neydi?
Evet, ufaklık? Burada gördüğün en tuhaf şey neydi?
Penisinin içine girip girmediğini bilmemekten daha mı tuhaf?
Cidden? Emir üzerine osurması daha tuhaf değil mi?
Cidden? Emir üzerine osurması daha tuhaf değil mi?