ONA KARŞI OLAN in English translation

against him
ona karşı
aleyhindeki
onunla
ona , sahtekar avukatı yer bezi yapmayı düşünürken kendini karşıma
towards him
ona doğru
o
ona karşı olan
ona
onun yaptığını
üstüne doğru
against her
ona karşı
onun aleyhinde
onu
kadına karşı
kıza karşı
toward her
ona karşı
kadına doğru
o
kıza doğru ilerliyor
toward him
ona
onadır
ona doğru
doğruya yönelerek

Examples of using Ona karşı olan in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ve bana ona karşı olan hislerimi söylememi istedi.
And, uh, he told me to tell him how I feel about him..
Ona karşı olan sevgimi asla anlayamayacaksın.
You will never comprehend my love for him.
Bunun ona karşı olan hislerimle bir ilgisi yok.
It has nothing to do with my feelings for her.
Çünkü ona karşı olan hislerini biliyorum.
Because I know how you feel about him.
Ona karşı olan hislerimden emin değilim.
I don't know how I feel about him.
Ona karşı olan hislerini biliyor mu ki?
DOES HE EVEN KNOW HOW YOU FEEL ABOUT HIM?
Çok komik ama Asher ona karşı olan tutkum zirvedeyken öldü.
It's funny… but Asher died right at the height of my passion for him.
Ona karşı olan bakışı görüyor musun?
See the way he looks at her?
Ama o ölünce, ona karşı olan sorumluluğum da sona erdi.
But when he died, my duty tοwards him was dοne.
Ona karşı olan görevlerimi görmezden gelemem.
I can't just forget my duty to her.
Çünkü ona karşı olan duygularını biliyorum.
Because I know how you feel about him.
Ona karşı olan sevdan kızımıza da bulaştı! Benim suçum mu?
Your infatuation for him infected my daughter! My doing!
Benim suçum mu? Ona karşı olan sevdan kızımıza da bulaştı!
My doing! Your infatuation for him infected my daughter!
Ona karşı olan hislerim yok mu olacak?
Your feelings for him will vanish?
Artık öldüğüne göre ona karşı olan görevimi yapmak istiyorum.
And now that she's dead, I want to do my duty by her.
Ailemin ona karşı olan tavırlarından hep nefret ettim.
I hated the way my family treated him.
Ona karşı olan hisleri hiç değişmedi, hep canlı kaldı. -Farklı mı?
Her feeling lives on, uncorroded.- Different?
Sedece benim ona karşı olan hislerimden dolayı. O promosyonlar.
That his promotions are just because I'm physically attracted to him.
Peki Bruno ona karşı olan yoğun nefretimden de bahsetti mi? Gerçekten mi?
Really? And did Bruno speak of my intense hatred of him?
Ona karşı olan tüm senatörlere.
Targeting all the senators who opposed him.
Results: 114, Time: 0.0449

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English