ONUN YERI in English translation

• his place
• she belongs
• is his spot
• his abode
• his refuge
• is his seat
• his resort
• his position

Examples of using Onun yeri in Turkish and their translations into English

Gel benimle. Onun yeri masa.
Come here. She belongs behind a desk.

Onun yeri belliydi.
He had his place.

Onun yeri bir sığınak! Bilmiyor muydun?
His place is a haven, didn't you know?

Onun yeri bir bakımevi.
His place is a hospice.

Kıza aşıktır ama orası onun yeri değildir.
He loves the girl, but that's not his place.

O gitmeli, onun yeri hapis.
He has to, his place is in jail.

O haklı. Biz yoksak ne burası onun yeri.
He's right. His place is no' here without us… nor in France on his own.

O haklı. Biz yoksak ne burası onun yeri.
He's right. nor in France on his own. His place is no' here without us.

Kıza aşıktır ama orası onun yeri değildir.
But that's not his place. He loves the girl.

Elbette, sizler onun çocuklarısınız, onun yeri sizin yanınız.
Of course. You are his children. His place is with you.

Sanırım onun yeri ikinci kale.
I think second base is his spot.

Onun yeri benim yanımdı.
She belonged with me.

Hem, onun yeri daha güzel.
Besides, her location's better.

Onun yeri benim yanım.
He belongs with me.

Onun yeri.
That's his place.

Onun yeri burası.
It belongs here.

Onun yeri neresi?
Which is her place?

Burası onun yeri, değil mi?
This is her place, right?

Onun yeri evi değil ki aptal.
Her place isn't her house, stupid.

Onun yeri, senin yerin.
Her place. Your place..