Examples of using Onunla alay in Turkish and their translations into English
{-}
-
Ecclesiastic
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kralın bu kadar güçsüz olduğunu bilseydim onunla alay etmek için zahmet etmezdim!
Nakamuradan özür diledi ama onunla alay etmeye devam etti.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu.
kavminden ileri gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı.
Babam kavurucu güneşin altında ölürken Koo babamın cesedine içki dökerek bu şekilde onunla alay ediyordu.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu.
Yani o, buradaki en havalı kişi olmayabilir ama bu onunla alay etmeni gerektirmez.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu.
Gemiyi yapıyordu. Toplumundan herhangi bir grup yanından geçtikçe onunla alay ediyorlardı.
Gemiyi yapıyorken, halkının ileri gelenleri her yanından geçişte onunla alay ediyorlardı.
Gemiyi yapıyordu. Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu.
İsanın soruları karşısında sessiz kalmasına sinirlenmiş ve onunla alay ederek Pilateye geri göndermiştir.
Kavminin ileri gelenleri kendisine her uğradığında onunla alay ediyordu. O:'' Eğer bizimle alay ederseniz,
halkından ileri gelenler her ne zaman yanından geçseler onunla alay ediyorlardı. Nuh da:“ Siz,
Onunla alay ettim.
Onunla alay etmiyorum.
Onunla alay etmemelisin.