ONUNLA GITMEK in English translation

• to go with him

Examples of using Onunla gitmek in Turkish and their translations into English

Anne, onunla gitmek istiyorum.
Mom, I want to go with her.

Onunla gitmek ve onunla olmak için bir fırsatım vardı.
I had the opportunity to go with her, to be with her..

Onunla gitmek EDECEĞİM.
I will go with her.

I onunla gitmek alacağımı söyledi.
I said, I will go with her.

Ben de onunla gitmek istiyorum.
I want to go with her.

Sakin ol! Onunla gitmek zorunda değilsin!
Calm down you don't have to go with her.

Biz de onunla gitmek zorundayız.
We must go with him.

Onunla gitmek istiyorsun, değil mi Sam?
You want to go with her, don't you, Sam?

Onunla gitmek istiyordun.
You wanted to leave with him.

Onunla gitmek istedim.
She went crazy.

Ben de onunla gitmek zorunda kaldım. Sarah kaçtı.
I had to go with her. Sarah ran off.

Ben de onunla gitmek zorunda kaldım. Sarah kaçtı.
Sarah ran off. I had to go with her.

Neden onunla gitmek zorundayız?
Why should we go with him?

Capuletin git, hemşire, onunla gitmek.-- Biz kilise yarın olacak.
CAPULET Go, nurse, go with her.--We will to church to-morrow.

Onunla gitmek istemiyorum!
I gotta go with him?

Evelyn onunla gitmek zorunda değilsin.
Evelyn, you don't have to go with her.

Onunla gitmek zorundasın.
You have to go with him.

Onunla gitmek, dağa ulaşmanın tek yolu.
And riding with him is the only way to get to the mountains.

Onunla gitmek zorundayım.
I have to go with him.

Onunla gitmek yerine.
Instead you went with him.