Examples of using Oturacak yer in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oturacak yer yok.
Oturacak yer bulalım.
Bayanlar tuvaletinde… klozette oturacak yer olmadığını biliyorsunuz, değil mi?
Oturacak yer yok ki.
Oturacak yer kalmamış. Şükürler olsun!
Kendimize oturacak yer bulalım.
Oturacak yer yok, dedim.
Oturacak yer yok burada.
Oturacak yer arayan küçük kayıp bir kumkat.
Haydi ama, burada oturacak yer var.
Evet ama ben ayakta kaldım çünkü oturacak yer yoktu.
Seni götürmek isterdim ama oturacak yer sayılı.
Çok isterim ama bana oturacak yer bırakmamışsın.
Dışarıda oturacak yer yok ve… gelen insanların yarısı sabahtan beri bekliyor.
buna benzer bir şey yap bir de sana oturacak yer bulalım, tamam mı?
Pekâlâ, bize düğün partisinin yakınında oturacak yer bul, ama çok yakın olmasın.
İçerisi hep tahtadandır. Oturacak yer yoktur ve böylece herkes yol boyunca ayakta durur.
Evlerine ev, tarlalarına tarla katanların vay haline! Oturacak yer kalmadı, Ülkede bir tek siz oturuyorsunuz!
Çiftler ise, evden çıkmanın ani hareketiyle öyle yorulurlar ki oturacak yer bulmayı kafalarına takarlar.
Çiftler ise, evden çıkmanın ani hareketiyle öyle yorulurlar ki… oturacak yer bulmayı kafalarına takarlar.