Examples of using Oturmaktan in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Oturmaktan hoşlanıyor. Benim iş tanımında bu yazmıyordu.
Burada oturmaktan iyidir. Şansımızı deneyeceğiz.
Burada oturmaktan iyidir. Şansımızı deneyeceğiz.
Burda oturmaktan kıçım uyuştu.
Burada yarı çıplak oturmaktan daha iyi bir şey yok mu?
Ayrıca karanlıkta oturmaktan hoşlanmayan arkadaşlarım var.
Sizinle pazarlığa oturmaktan memnuniyet duyacağım.
Yalnız oturmaktan korkardım. Senin oturduğun yerde.
Donun sandalyesinde oturmaktan bile hoşlanmıyorum. Kahretsin.
Bu zımbırtı diyarında oturmaktan canınız mı sıkıldı?
Donun sandalyesinde oturmaktan bile hoşlanmıyorum. Kahretsin.
Bazen iyi bir kitapla oturmaktan zevk alırım.
Tawney, genel olarak evde oturmaktan.
O bile evde yalnız oturmaktan iyidir.
Tom ve Mary genellikle ön sırada oturmaktan hoşlanırlar.
Hava karanlık. Orada tek başıma oturmaktan korkuyorum.
Ben evde oturmaktan hoşlanıyorum.
Ben evde oturmaktan hoşlanıyorum.
Şansımızı deneyeceğiz. Burada oturmaktan iyidir.
Şansımızı deneyeceğiz. Burada oturmaktan iyidir.