PLAN YAPMAYA in English translation

planning
planlıyorum
plotting
komplo
arsa
konu
suikast
hikâye
planı
entrikası
parsel
tuzaklarının
kurdu
plans
planlıyorum
to conspire
komplo kurmaya
plan yapmaya

Examples of using Plan yapmaya in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bu kadar zaman plan yapmaya yetmez ki. Ne?
That is not enough time to plan. What?
Plan yapmaya başladım bile.
I'm already formulating a plan.
Artık plan yapmaya başlamalısın.
You have to start making plans.
Davacının elinde neler olduğunu bilmeden plan yapmaya başlamayacağız.
No point making plans till we know what they have got.
Onlara bu iş için plan yapmaya başladığımızı söyle.
Tell them we're proceeding according to plan.
Sakıncası yoksa buradan kaçmak için plan yapmaya çalışıyorum.
I'm trying to plan an escape over here.
Hayır, çünkü ben… Biz plan yapmaya çalışıyoruz.
No, because I'm… we're trying to plan.
Seni aptal! Bana bilgi vermeden plan yapmaya nasıl cüret edersin?
You fool! You dare make plans without informing me?
Seni aptal! Bana bilgi vermeden plan yapmaya nasıl cüret edersin?
You dare make plans without informing me? You fool!
Maçtan sonra. Maç sonrası için plan yapmaya başladınız mı çocuklar?
After the game. Already making plans for after the game, boys?
Ivan Krankın Kendini Aklama Dünya Turu için plan yapmaya başlamalıyız!
We must begin making plans… for the Ivan Krank World Vindication Tour!
Shrimpie henüz onu bulamadığından plan yapmaya zamanım var.
Since Shrimpy hasn't found her yet, I have got time to plan.
Sadece geleceğe yönelik plan yapmaya çalışıyorlar.
It's just that they're trying to plan for the future.
Bence Noel için plan yapmaya başlamalıyız.
I think we should start making plans for Christmas.
Gelecek için plan yapmaya hazır değilim.
I'm not ready to make a plan for what to do next.
Öğrendiğim şey şu: yaşamımızın sonuna dair plan yapmaya zaman ayırırsak,
What I have learned is if we put some time into planning our end of life,
Karaborsadan aldığım başvuruları inceleyip plan yapmaya adadım. Hayatımı kabul edilme şansımı artıracak kombinasyonu saptayabilmek için Tatlım.
Sweetheart. that would optimize my chances at acceptance. carefully studying applications obtained on the black market to pinpoint the exact combination of extracurriculars and test scores A lifetime of focus and planning.
O hâlde duyuru yapıp plan yapmaya başlamak için izin veriyor musun? Teşekkür ederim?
Thank you. So, I have your blessing to make the announcement and start making plans?
Hayatımızda büyük değişiklikler olmuş olsa bile dünyanın sonu için plan yapmaya devam ettik.
Even when we had major changes in our lives, we were still planning for the end of the world.
Sam, bu gece bana ihtiyacın yok zaten. Eve gidip plan yapmaya başlamak istiyorum.
Sam, you don't need me tonight. I wanna go home and start planning.
Results: 66, Time: 0.0283

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English