PROBLEMLERLE in English translation

• problems
• issues

Examples of using Problemlerle in Turkish and their translations into English

Reformu tehdit eden tüm problemlerle başa çıkmak için elimden geleni yapacağım. Ve etkili olmasını sağlayacağım.
I shall do my best to deal with the problems threatening the reforms and ensure they can be effective.

Yani görevin başlarında durum şöyleydi, problemlerle dolu bir görev mi olacak?
Is this mission going to be plagued with problems? So early in the mission it's like, oh,?

Çiftler bu tür problemlerle başa çıkamadıkları için son buluyor. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum, pek çok mutlu evlilik.
And are destroyed by an inability to deal with this sort of problem. My experience is that many very fine marriages become unstable.

Sana problemlerle gelmememi söylemiştin ama bazı şeyleri baştan sona kadar düşünüyorum
Remember how you told me not to come to you with problems But to think things through

bunun pek ötesine geçemeyiz. O halde problemlerle devam edelim.
so let's move on with the problem.

sonra yorganı başına kadar çekti. Problemlerle böyle baş ediyor.
covers over her head, which is how she deals with problems.

pek çok mutlu evlilik çiftler bu tür problemlerle başa çıkamadıkları için son buluyor.
marriages become unstable and are destroyed by an inability to deal with this sort of problem.

Fakat ben sizlerle kendimin de heyecan duyduğu ve Wired makalesinde bahsettiğim problemlerle ilgili olabilecek 3 alanı paylaşmak istiyorum.
But I wanted to share with you three areas that I'm particularly excited about and that relate to the problems that I was talking about in the Wired article.

Yine de, kendi çalışanlarım tarafından üretilen problemlerdense,… tüm dünya tarafından üretilen problemlerle uğraşmak isterim.
Anyway, I prefer to tackle problems created by the world at large rather than problems created by my employers.

ekleyebilirim, şimdiden problemlerle yaygınlaştı.
that's already rife with problems.

garip, problemlerle boğuşan biri.
screw-up with problems.

Ben yine de sana, bir Amerikan dizisinin Çinli bir kahramanı olarak… ne gibi problemlerle karşılaştığını soracağım.
Let me ask you, however, about the problems that you face as a Chinese hero in an American series.

İklim değişikliği ihtimalinin yanı sıra deprem ihtimalinden kaynaklandığı bilinen problemlerle mücadele için beraberce hareket eden dünya neredeydi?
Where was the world acting together to deal with the problems that they knew arose from the potential for earthquakes, as well as the potential for climate change?

öğrencileri önceden görmedikleri problemlerle test ediyoruz.
because we test students with problems they haven't seen before.

Yeni bir üye bulmalısın. problemlerle ilgilenecek Gudamda meydana gelen.
Could you find us who can take care of all the problems in Gudam District? a new family member.

Çok daha büyük problemlerle dolu bir odada duruyorum. Bu yüzden bana daha
standing in a room of much bigger problems, so stop looking at me like you have never seen a vampire vomit before

İnsanların asıl problemlerle yüzleşebileceği, onlar üzerinde anlaşmaya
You need a place where people can come together, sit down without fear of judgment, without recrimination, to actually face the problem, agree on the problem

Çalışmayı tanıtan New York Times gazetesi serbest kürsü yazarı Nicholas Kristof, terörizm, çok eşlilik ve çocuk evlilikleri gibi sosyal problemlerle ilgili farkındalık yaratması açısından çalışmayı takdir etti ve şunları not etti,'' Nujood gibi küçük kızlar teröristleri alt etme konusunda füzelerden daha etkili olabilir.
Introducing the work, New York Times op-ed columnist Nicholas Kristof praised the work done to raise awareness regarding such societal problems as terrorism, associated with polygamy and child marriage, saying,"little girls like Nujood may prove more effective than missiles at defeating terrorists.

azalan organik madde, ve geçim düzeyinde temel problemlerle birlkte.
degrading the organic matter and fundamental problems at the livelihood levels in Paraguay, Uruguay and a number of countries.

Sosyolojik problemlerle ilgileniyorum.
I'm interested in sociological problems.