Examples of using Randevu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve silahı olan bir arkadaşım da var, iki randevu.
Bir randevu ayarladım. Haftaya Pazartesi günü, Menkens Mağazalarından Bay Rosenthal ile.
Yemek, randevu yok, tamam mı?
Sana çok özel bir kadınla randevu ayarladım.
Ölüm. Randevu. Bir sürü kişiyle bir sürü randevu.
Beni içeri sok, bir randevu ayarla. Tamam.
Güzel olan, bana iki randevu parası ödemişti.
Tamam. Beni içeri sok, bir randevu ayarla.
Yüz bin dolar, müvekkilimin randevu masrafını bile karşılamaz.
Neden bana sormadan randevu ayarladın?
İkincisi Kongre üyesi Richmanla randevu ayarlamak için.
Bir telefonla bana Kit Wrangler ile randevu mu ayarlayacaksın?
İşte bu yüzden bir parkta randevu ayarlamazsın.
Buraya randevu için gelmedin mi? Evet, öyle?
Randevu gecesi mi?
Anlaşılan Rowanların randevu gecesi.
Ta ki ben buna'' randevu'' diyene kadar.
Randevu nasıl geçti?
Online randevu defterine sızdım.
Bana bir çeşit randevu… teklif etti.