SINIRINDAKI in English translation

border
sınır
edge
kenar
avantaj
sınırında
ucuna
kıyısına
üstünlüğünü
köşesine
line
satır
hatta
kuyruk
hattı
çizgiyi
sıraya
sıra
repliği
sınırı
çizginin
boundary
sınır
hudut
sınırlama
boundary diye
bordering
sınır
borders
sınır
frontier
sınır
hudut
cephe
borderline
sınır
çizgi

Examples of using Sınırındaki in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Dergimizin intiharın fazlasıyla sınırındaki bir adam için yüksek finansal imkanları var!
Our magazine has a higher purpose than to finance and enable men bent on suicide!
Mıntıkanın sınırındaki hovercraftları harekete geçirebiliriz. 11.
We can scramble hovercraft from the border of 11.
Penntown sınırındaki terk edilmiş bir kimya tesisinde.
It's an abandoned chemical plant on the border of Pennytown.
Penntown sınırındaki terk edilmiş bir kimya tesisinde.
On the border of Pennytown. It's an abandoned chemical plant.
Katsumoto bu bölgenin sınırındaki demir yoluna saldırmış. Nathan!
Nathan! Katsumoto's attacked a railroad at the border of his province!
Celestis ovasının sınırındaki yüksek dağda… bir köyün kalıntıları var.
That border the plains of Celestis. There are ruins of a village high in the mountains.
Bölge sınırındaki tüm birimlerin dikkatine. 13.
Attention, all units in the confines of Precinct 13.
Güzel. Irak sınırındaki bir ileri deniz üssündeydik.
Cool. We were in a marine forward base on the border of Iraq.
Güzel. Irak sınırındaki bir ileri deniz üssündeydik.
We were in a marine forward base on the border of Iraq.- Cool.
Kadeşten ayrılıp Edom sınırındaki Hor Dağında konakladılar.
They traveled from Kadesh, and encamped in Mount Hor, in the edge of the land of Edom.
Kasabanın sınırındaki o ürkütücü, eski evde yaşadığını söylüyorlardı.
They have always said she lives in that creepy old house on the outskirts of town.
Scuttlerı, Gotham Şehri ve Blüdhaven sınırındaki tako standına götür.
Take the Scuttler to the taco stand on the border of Gotham City and Blüdhaven.
Kosova Başbakanı Haşim Taçi SETimesa Sırbistan sınırındaki kriz hakkında konuştu.
Kosovo Prime Minister Hashim Thaci talks with SETimes about the crisis at the border with Serbia.
Bilgisayar, tüm Kardasyan sınırındaki trafik analizini göster.
Computer, give me an analysis of all Cardassian traffic along the border.
Slovenya, Hırvatistan sınırındaki köprüleri yıkıyor.
Slovenia tears down bridges along border with Croatia.
Katsumoto bu bölgenin sınırındaki Nathan!
Katsumoto's attacked a railroad at the border of his province. Nathan!
Nathan! Katsumoto bu bölgenin sınırındaki.
Nathan! Katsumoto's attacked a railroad at the border of his province.
Katsumoto bu bölgenin sınırındaki Nathan!
Nathan! Katsumoto's attacked a railroad at the border of his province!
Nathan! Katsumoto bu bölgenin sınırındaki.
Katsumoto's attacked a railroad at the border of his province. Nathan!
SETimesa konuşan AP heyet başkanı Eduard Kukan, Kosova sınırındaki şiddet olaylarının insanların yaşamlarını iyileştirmekle hiçbir ilgisi olmadığını,
Violence at the Kosovo border is doing nothing to improve people's lives and can only hold
Results: 264, Time: 0.034

Top dictionary queries

Turkish - English