SINIRLARIMIZ in English translation

borders
sınır
boundaries
sınır
hudut
sınırlama
boundary diye
limits
sınır
sınırlamamız
kısıtlaması
frontier
sınır
hudut
cephe
limitations
sınırlama
sınırlandırılması
kısıtlama
bir limit

Examples of using Sınırlarımız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Peki sınırlarımız saldırıya uğrarken Dünya neredeydi?
But where was Earth when our borders were being attacked?
Çocuklarla sınırlarımız hakkında konuşuyordum, bu yüzden tamamen anlıyorum.
I have been talking to the guys about boundaries, so I totally get it.
Sınırlarımız Hazar Gölünü aşacak.
Our borders will go beyond the Caspian Sea.
Sınırlarımız olmasının sebepleri var.
There are reasons for our boundaries.
Geri döndüğümde sınırlarımız hakkında ciddi bir konuşma yapacağız.
When I get back, you and I are going to have a serious conversation about boundaries.
Sınırlarımız hakkında konuşmamız gerek.
We need to have a conversation about boundaries.
Sınırlarımız her gün ihlal ediliyor.
Our borders are compromised every day.
Sınırlarımız, Stan.
Japon donanması sınırlarımız içindeyken… tam bu esnada Sayın Başkanın düşmesi.
While the Japanese Navy was in our borders and at the same moment, the President collapses.
Sınırlarımız zayıf ve boşluklar var.
Our borders are weak and porous.
Yani, sınırlarımız var ama öyleyiz.
I mean, with boundaries, but we are.
Sizi, sınırlarımız içindeki bu barış düşmanlarından korumak için elimden gelen her şeyi yapacağımı bilmenizi isterim.
Know that I will do everything in my power to protect you from these enemies of peace inside our borders.
Sınırlarımız boyunca gözlem noktaları kuran tüm BM güvenliği adına, senin acilen tüm birliklerini geri çekme emri çıkartmanı rica ediyorum.”.
For the sake of complete security of all UN troops which install OPs along our borders, I request that you issue your orders to withdraw all these troops immediately.
Haleyye, sınırlarımız var derken senden istemeyi tercih etmeyeceğim bazı şeyler olduğunu söylemek istedim.
When I told Haley we had boundaries, I just meant that there are certain things- I would rather not ask you to do.
Bizim sınırlarımız var, fakat bunun hiçbir şey yapmamaya bahane olmasına izin vermeyeceğiz.
We all have limits, but we won't allow that to be an excuse for doing nothing.
Fakat şimdi, sadece sınırlarımız dışından değil… atmosferimizin ötesinden de mülteci kabul ediyoruz.
But now, we welcome immigrants but from beyond our atmosphere. not only from outside our borders.
Peki eğer vücudumuzun yüzde yetmişi suysa o zaman sınırlarımız yoktur.
So if we're, like, 70-whateνer percent water… then that's kind of like there's no boundaries.
Benim güvenliğimi önemsediğin için gerçekten minnettarım, bunu biliyorsun. Ama bence sınırlarımız hakkında konuşmamız lazım.
You know, I appreciate your concern with my safety, I really do, but I think we need to have a conversation about boundaries.
Bu sınırlarımız boyunca buraya, buraya ve buraya hendek kazın.
Dig trenches along these borders here, here
Eğer bunu yaparsak şu söz her yere yayılacaktır: Roma, onları eşit insanlar olarak kabul etti. Ve böylece medeni sınırlarımız olacaktır.
And they will spread the word that Rome has accepted them as equals, then we will have our human frontiers.
Results: 55, Time: 0.0281

Sınırlarımız in different Languages

Top dictionary queries

Turkish - English