Examples of using Sahip olduğu her şeyi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Annemin sahip olduğu her şeyi alacağım.
Batista sahip olduğu her şeyi Santa Claraya yıkıyor.
Önünde sonunda herkes sahip olduğu her şeyi verecek.
Sahte terör saldırısı düzenleyip Gorkanın sahip olduğu her şeyi aldığını düşünüyor. Sen hariç.
Ben… onların ve buraya gelip kanlarını dökerek… sahip olduğu her şeyi feda eden askerlerin… istediği şeyi istiyorum.
Onlara sahip olduğu her şeyi göndermek için ve kimsenin ayakta kalmadığından emin olun.
Bana doktor olduğunu… sahip olduğu her şeyi, ailesini arkasında bırakıp… yeni bir yolculuğa çıkmaya karar verdiğini söylemişti.
Sahip olduğu her şeyi kaybedebilir. Çünkü bekârlar onu yenerse sadece dişilerini almakla kalmaz,
Biliyorsun, sahip olduğu her şeyi bebeklerle birlikte bırakmış,
Sahip olduğu her şeyi bıraktığı şu kadına ne dersin? Çok az tanıdığı hani?
Sahip olduğu her şeyi beni yaşatmak için kullanacak. Aptalca bu. Çünkü hastalık ölümcül.
Onu tanık koruma programına alırsanız annesini bir daha hiç göremeyecek ve sahip olduğu her şeyi kaybedecek. Yani lütfen böyle bir şey yapmayın ama onu kurtarmak zorundasınız.
Bir zamanlar herkes dünyanın düz olduğuna inanıyordu ama bu dünyayı düz yapmıyor.'' dedim ve devam ettim:'' Bugün Amerika, sahip olduğu her şeyi diğer kültürlere diğer milletlere borçlu ve ben bağlılık yeminini dünyaya ve üstünde yaşayan herkese etmeyi yeğlerim.
Sahip olduğum her şeyi kaybettim.
Ve bu dünyada sahip olduğum her şeyi o verdi bana.
Burada sahip olduğun her şeyi almışsın.
Sahip olduğum her şeyi bu işe yatırdım.
Küçük kız sesini kullan ve sahip oldukları her şeyi yanında götür.
Sahip olduğum her şeyi taradım.
Sana sahip olduğum her şeyi verdim Lis.