SALI SABAHI in English translation

tuesday morning
salı sabahı
tuesday morn
thursday morning
perşembe sabahı
salı sabahı

Examples of using Salı sabahı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Salı sabahı ölü bulundular.
They appeared dead the morning of Tuesday.
Bugün salı sabahı ve konuşmak zorundayız.
It's Tuesday morning and we have to talk.
Salı sabahı, Loundsu kaçırmak üzere.
By Tuesday morning he's in Chicago, snatching Lounds.
Salı sabahı elemelere katılacağım, dönmem gerek.
I have my audition on Tuesday morning.
Salı sabahı harika olur.
Tuesday morning's great.
Salisbury Plainde Salı sabahı erken saatlerde gerçekleşti.
In the early hours of Tuesday morning.
Salisbury Plainde Salı sabahı erken saatlerde gerçekleşti.
The accident occurred on Salisbury Plain in the early hours of Tuesday morning.
Salı sabahı üç gün olacak.
By Tuesday morning it will have been three days.
Diane, neden Salı sabahı 9da gelmiyorsun?
Diane, why don't you come over Tuesday morning at 9:00?
Erkenden yola çıkarsak salı sabahı oraya varırız.
If we leave early, we will arrive there on Tuesday morning.
Dişçi randevusu Salı sabahı, Tamam mı?
His dentist appointment is Tuesday morning, okay?
Diane, Salı sabahı saat 9.00da gelmeye ne dersin?
Diane, why don't you come over Tuesday morning at 9:00?
Salı sabahı erken saatte geçirdiği bir nöbetten sonra vefat etti.
She was carried off by a seizure early on Tuesday morning.
Çöpleri salı sabahı sekiz ve dokuz arasında topluyorlar.
They pick it up between eight and nine on a Tuesday morning.
Evet salı sabahı iyidir.
Yeah, tuesday morning's good.
Mayısta gideriz fındık toplamaya Salı sabahı erkenden.
Here we go gathering nuts in May Early on Tuesday morning.
Evet, sanat Wisteria Lanee salı sabahı gelmişti.
Yes, art came to Wisteria Lane on a tuesday morning.
Eğer zamanında dışarı çıkamazsam… Salı sabahı benim evde buluşuruz.
We will meet at my place on Tuesday morning. If I don't get out before.
Git o karına her zamanki gibi Salı sabahı görüşeceğimizi söyle!
Tell your wife I will be around Tuesday morning as usual!
İtiraf etmeliyim ki… o Salı sabahı… garip duran yeni elbisesinin içinde… Joeyu görünce… para verip onu uzak tutabilseydim… bunu kesinlikle yapardım.
As I watched Joe that Tuesday morning, dressed grotesquely in a new suit, let me confess, that if I could have kept him away by paying money.
Results: 171, Time: 0.0347

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English