Examples of using Samimiyet in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet, samimiyet.
Kendi adıma Normanın samimiyet ferahlatıcı buluyorum.
Her şey var. Empati, samimiyet, albeni.
Duygusallık, samimiyet… Yedi kötü alışkanlık, merak, öfke.
Samimiyet, Sally.- Gerçekten mi?
aralarında hiç samimiyet yok.
Kendi adıma Normanın samimiyet ferahlatıcı buluyorum.
duygusallık, samimiyet.
Daha yeni oğullarını kaybettiler… ama aralarında hiç samimiyet yok. El yapımı.
İçinde bir gram samimiyet yok mu?
Ve bu yüzden Dünya gezegeninde her zaman samimiyet vardır.
Bunlara bana samimiyet göstererek teklif vereceksiniz.
Fazladan diş gösteriyorsun sadece, samimiyet değil.
Insana doğru yolu gösterir. Yine de sadece gerçek samimiyet.
Tam bir sevgi ve samimiyet akşamıydı.
Eros için samimiyet yok.
Niye size samimiyet gösteriyor da bana değil?
Bu ne samimiyet böyle?
İçlerinde hiç samimiyet yok, sevgi yok.
Yeni samimiyet anlayışıma dayanarak söyleyeyim. Summer ile bir randevum var.