Examples of using Senin ya da benim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Onun gibi… senin ya da benim tek başına baş edemeyeceğimiz kadar?
Sadece başlangıcındayız… ve senin ya da benim hayatlarımızın… yeni yönlerinin bir randevu yüzünden… değişmesini beklemiyorum.
Senin ya da benim gibi müzisyenler dünyanın herhangi bir köprüsü üzerinde el açarak bozuk para kazanabilirler.
onunla evlenmek isterse, o zaman senin ya da benim bu konuda yapabileceği bir şey yok ama aşık olduğunu sanmam.
Senin ya da benim için değil, bebek için, lütfen, anla.
Herkesi. Senin ya da benim şimdiye kadar tanımış olduğumuz herkes… öldü!
Kılıcın üzerinde kan vardı, Evenin, senin ya da benim olmadığına göre.
Senin ya da benim yabancı gazetelerden edinebileceğimiz bilgilerin… fazlasını iletmek için küçük bir servete sahip oldular.
Ve senin ya da benim hayatlarımızın… Sadece başlangıcındayız… yeni yönlerinin bir randevu yüzünden… değişmesini beklemiyorum.
Şartlar benzer olsaydı, senin ya da benim yapacağımızdan farklı bir şey yapmadı.
randevu yüzünden… değişmesini beklemiyorum. Sadece başlangıcındayız… ve senin ya da benim hayatlarımızın.
hurafeler kol geziyor. Senin ya da benim gibi biri çıkıp bilimsel bir tasfiye süreci izleyerek hastalığın kaynağına ulaşıp onu yok edene kadar da hep bir lanet suçlanacak.
Biri seni ya da beni öldürdüğünde, bu bir şeydir.
Onu ya sen ya da ben ziyaret etmeliyim.
Seni ya da beni rahatsız etmez.
Senden ya da benden daha iyi değil.
O çocuğun yerinde sen ya da ben de olabilirdik.
Seni ya da beni Hiltrud Schlömere yönlendirecek hiçbir iz olmamalı.