Examples of using Soğumaya in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Soğumaya neden olan moleküler hareketi yavaşlatmak için… sonik dalgaları kullanıyor.
Kremanın soğumaya bırakıldığı yere giderdim ve parmağımla yerdim.
Soğumaya ihtiyacı var. Ben, hayır.
Soğumaya ihtiyacı var. Ben, hayır.
Arıza yaparsa, soğumaya bırak boşa al, tekrar çalıştır.
Burası soğumaya başladı.
Evren genişlemeye ve soğumaya devam etti.
İki saat sonra fırından alıp bir kaç saat soğumaya bırakın.
Zil çaldığında kızartmaları çıkarın yağını süzüp, soğumaya bırakın.
Tom klimayı açtı ve daire soğumaya başladı.
Burası zaten soğumaya başlamış.
Bu ilk parlamanın ardından bebek evren soğumaya ve genleşmeye başladı.
Yaklaşık 200 yıl önce soğumaya başlamışlar.
Hem ısınıp hem soğumaya başladım.
Kes şunu! Formamı ütüleyip soğumaya bırakmayı seviyorum!
Hey, Goof, soğumaya başladı bile!
havalar da soğumaya başladı.
British Columbiada, sular soğumaya başlar.
British Columbiada, sular soğumaya başlar.
eğer Edaphosaurus soğumaya ihtiyaç duyarsa hızla ısı kaybedebilir.