Examples of using Sorgu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sorgu yok… burda şeytani bişey var.
Sorgu pratiği yapmıştım.
O halde sorgu odasında Rava katıl. Tamam.
Sorgu memuru Mathur.
Neden sorgu mahkemesi?
Ariel köyünde, acımasız cadı avında sorgu başladı.
Altın külçe soygunuyla bağlantıları olabilir. İki kişi sorgu için aranıyor.
Başbakanın Sorgu Zamanının yıldızı olmak hoşuna gider mi?
Sorgu odasına getirdik.- Elimizde mi?
Ama sorgu dünyalarına girip bir süreçten geçeceksin.
Takımdan Kuchiki Rukiadan bir sorgu aldık.
Ariel köyünde, acımasız cadı avında sorgu başladı.
Üssün rehberli turu… en iyi sorgu memurumuzla. Otur.
Kurbanı dakikalar önce bilincine kavuştu ve sorgu için bizi bekliyor.
Sorgu için vaktim yok. Yalnızca cevaplar için var.
Sorgu kayıtları, belki bize bazı cevaplar verir.
Orada sorgu masası dışında karşılaştıklarını gösteren bir şey yok.
Ama sorgu dünyalarına girip bir süreçten geçeceksin.
Yüzbaşı Darling, sorgu odasında ağzını yoklayacak.
İtiraz yok, sorgu yok.