Examples of using Sular in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sular girmeden önce pencerelerinizi kapatın.
Şehre gidip sular kararana kadar bekleyelim.
Barajdan sular taşmış, dökülen süte ağlamanın manası yok.
Sular akıyor!
Bundan böyle sular 22.:00den sonra akacak.
Hem de daha sular buz gibi değilken ve orkestra çalmıyorken.
Birçok kat sular altında kalıyor.
Ama köprünün altından çok sular aktı, değil mi?
Sular yükselmiş olmalı.
Sular yükseliyor.
Sular geldi.
Sular, anne.
Evet, sular beni hep kendine çekmiştir.
Sular idaresinde şüpheli paket bulundu.
Görünüşe göre sular idaresinde boru tipi bomba varmış.
Orta Batı sular altında kalacak,… büyük göller tarafından yutulacak.
Ve sular denizleri kapladıkça dünya Tanrının varlığıyla aydınlanacak.
Sular etrafımızı çevrelemiş.
Ülke sular altında ve bir buçuk milyon insan bundan etkileniyor.
Geri geldiğimde burayı sular altında bulmak istemiyorum.