Examples of using Sunucusu in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kimse bilmeden erişim sunucusu yüzden, radar altında gitmek.
Bilgi depolayan birimin sunucusu son 24 saat içinde bir ara silinmiş.
Programın sunucusu olan Jackin sarhoş olduğunu mu söylüyorsun?
Öğrenciyken… haber sunucusu ya da yazar olmak isterdim.
TV sunucusu ve bir Springfield müessesesi Bay Kent Brockman.
Antika Tanıtım Turu sunucusu falan mı oldun başıma?
Şimdi huzurlarınızda programımızın sunucusu Britt McShasaucey!
Ünlü televizyon sunucusu Connie Princein ölümüyle devam ediyoruz.
Neyin sunucusu?
Haber 9un sunucusu kim olacak sence? -Evet.
Argonun sunucusu sizsiniz, değil mi?
Neyin sunucusu?- Sunucu.
Programın sunucusu ve yıldızı sensin.
De Freddynin sunucusu olduğu bir televizyon şovu yapıldı.
En güzel TV sunucusu, Bayan Kimberly Wells!
Programın sunucusu… Şu anki durum ne?
Ben programın sunucusu Kkongyang Yu-na!
Cosmosun sunucusu. Carl Sagan.
Cosmosun sunucusu. Carl Sagan.
Kore Film Ödülleri sunucusu… Song Yu Na!