Examples of using Tekinsiz in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Çünkü şu an şu tekinsiz eve doğru gidiyoruz.
Ama gece yarısına dek, tekinsiz saatlere dek beklemem şarttı.
Zaten sokak biraz tekinsiz. Bilmem.
Tekinsiz bir mahallede oturuyorsunuz. Frank burada oturmuyor artık.
Buradaki en tekinsiz alet. Eğlenceli çünkü.
Fakat işte burada tekinsiz kısım geliyor.
Buradı tekinsiz.
Güzel soru, biraz tekinsiz.
Zaten sokak biraz tekinsiz. Bilmem.
Ve bu gergin, tekinsiz zamanlarda bu akıllıca olabilir.
Belki sen de artık Bayan Tekinsiz olmak zorunda kalmayacaksın.
Elleri bağlı, yüzü çamurlu, gözlerinde tekinsiz bakışlar taşıyor.
Belki sen de artık Bayan Tekinsiz olmak zorunda kalmayacaksın.
Tekinsiz biri gelince koruma posizyonu aldın.
Krediler, özellikle günümüzün tekinsiz finans ortamında bir kısır döngüdür.
Ekselansları, orası tekinsiz bir yer!
Tekinsiz'' ve'' sinir bozucu'' anlamında bir kelime var mı?
Tekinsiz bir tip. Görmüyor musun?
Tekinsiz görünüyordu.
Tipi bile tekinsiz. Şuna bak.