TERFI ETMEK in English translation

• a promotion
• to be promoted
• getting promoted

Examples of using Terfi etmek in Turkish and their translations into English

Hayır. Kurum içinden birini terfi etmek istediğini duydum.
No. I hear he wants to promote someone in-house.

Sırf önemli biri olmak, terfi etmek istediğin için.
And just because you want to be a big shot, get a promotion.

Yani birinin buraya gelip işinde terfi etmek için annesinin kanser olduğunu söyleyeceğini mi düşünüyorsun?
You really think that someone would come in here… and say that their mother has cancer for a promotion?

Benim kitabımda bunun anlamı, terfi etmek askeri okula gitmek
In my book, it means getting promoted, going to an army school,

İşimde terfi etmek, tangomu kusursuzlaştırmak… annemi reddetmek,
Getting a promotion at work, perfecting the tango… disowning my mother,

Ve gün geldiğinde, Kim ikimizden birini terfi etmek istediğinde kimi seçeceğini düşünüyorsunuz?
And when Kim wants to promote one of us who do you think she will pick?

Buenos Airese geldiğim günden beri tek düşündüğüm çalışmak, terfi etmek ve para kazanmak.
Since I got to Buenos Aires, all I have thought about is work, moving up and making money.

Şefe nasıl bir iyilik yaptın bilmem ama terfi etmek benim hakkımdı.
And I don't know what favor you pulled for the chief, but the promotion was mine.

aday olduğuna karar verdim. senin terfi etmek için.
I had my doubts about you that you're the perfect candidate for promotion.

Bizler, kızlarımıza ve meslektaşlarımıza, ve kendimize terfi etmek için A aldığımıza, masada oturabileceğimize inanmamız gerektiğini söylemeliyiz.
We have to tell our daughters and our colleagues, we have to tell ourselves to believe we got the A, to reach for the promotion, to sit at the table, and we have to

Seni terfi ettiriyorum arkadaşım.
I'm promoting you, my friend.

Daha fazla kadını terfi etmeyi öncelik haline getirdik, ama.
We have made it a priority to promote more women, but.

Seni terfi ettiriyorum.
I'm promoting you.- You're what?

Seni terfi ettirmek istediğimi biliyorsun.
You know I would like to promote you.

Korgeneralliğe terfi etti ve Alman Altın Haçı madalyası verildi.
He was promoted to Generalleutnant and awarded the German Gold Cross.

Seni terfi ettiriyorum.
I am promoting you.

Yakın zamanda Dışişlerine terfi etmesi… son derece gizli belgelere erişimini sağladı.
His recent promotion at the Foreign Office gave him access to highly secret information.

Brody seni terfi ettirmek istiyor.
Brody wants to promote you.

Onu terfi ettirmek iyi bir fikir olmaz.
It wouldn't be a good idea to promote him.

Bir cuma gunu… terfi ettim. Cok basariliydim.
One Friday, I was promoted.