Examples of using Tipte in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Zarar vermek istediğim tipte kızlar artık erkek doktorlara gitmiyorlar.
Ben istediğimiz tipte bir oyuncu olduğuna ikna olmaktan çok uzağım.
Birlikte olmak istediğim tipte biri değilsin, Rick Stevens.
Seni incitecek tipte bir kıza benziyor.
Geçen sefer bu tipte bir problemi nasıl yapmıştık?
Çiğ et çiğneyecek tipte bir kıza benzemiyor.
San Quentinde bu tipte adamlar göreceksin ama.
Ben miyopum, benim tipte bir haladan bir şey gizleyemezsiniz.
Alexandra, bunlardan başka tipte sutyenler giyer miydi?
O aşık olunacak tipte bir kadın değil.
Arkadaşlarının olması gerektiğini söylediği tipte bir baba olmak istemiyorum.
Sana, iyi niyete inanan tipte bir insanmışım gibi geliyor muyum ben?
Tipte bir adam değil. Brad senin uğraşmak isteyeceğin.
Saykodeliklerde gördüğünüz tipte bir şey bu.
Saykodeliklerde gördüğünüz tipte bir şey bu.
Farklı tipte görüntüyü gösterebilecek şekilde programladığımız 16 mavi LED ışığı sadece.
Farklı tipte kadınların ne yapacağı nerede yazıyor?
Onun yapacağı tipte bir iş değil.
Ben istediğimiz tipte bir oyuncu olduğuna ikna olmaktan çok uzağım.
Süslü tipte bir oğlan mıydı? Kim onlar?