Examples of using Tuhaf şey in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu bahçedeki en tuhaf şey artık şapkalı bir at değil.
Bununla ilgili tuhaf şey Sırbistan.
Gördüğümüz rüyayı ve birkaç tuhaf şey daha gördüm.
Gerçi, tuhaf şey.
Ama gördüğüm en tuhaf şey hepsini silmeye yeterdi.
Birçok tuhaf şey görmüş olmalısınız.
Tuhaf şey ise birden motivasyonum arttı.
Son zamanlarda pek çok tuhaf şey oluyormuş.
Gururlanmak ne tuhaf şey.
Gördüğüm en tuhaf şey olmasa da listeye girer.
Bir sürü tuhaf şey oluyordu.
Ama tuhaf şey şu ki, yakından bakarsanız Met neredeyse hiç çözünmemiş.
İnsanların arabalarında bir sürü tuhaf şey buluyor olmalısınız.
Aşk denen şu tuhaf şey?
En tuhaf şey ne biliyor musun?
Bir sürü tuhaf şey oluyordu.
Tuhaf şey.
Miko da bir sürü tuhaf şey söyler.
Gördüğümüz en tuhaf şey bu değil.
En tuhaf şey buydu.- Ne?