TUTMAK ZOR in English translation

hard to keep
tutmak zor
tutulması zor
saklamak zor
etmesi zor
sürdürmek zor
korumakta zorlanıyoruz
engellemek zor
uymak zor
elde edilmesi kolay elde tutulmasý zor
is hard to hold
difficult to keep
tutmamı zorlaştırıyor
zor değil noel , işim ile sosyal hayatımı birbirinden ayrı tutmak
it's tough keeping

Examples of using Tutmak zor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Burada doktor tutmak zor.
It's hard to keep a doctor here.
İlişkiyi taze tutmak zor.
It's hard to keep things fresh.
Yaz gününde taze tutmak zor.
It's hard to keep them fresh all day in summer.
Bu pedallarda ayakları tutmak zor.
It's hard to keep my feet on the pedals.
Böyle şeylerin çetelesini tutmak zor olabiliyor.
Can be hard to keep track of those things.
Fakat, okuduklarını akılda tutmak zor.
But, you know, it's hard to retain.
İyi stajyer tutmak zor.
It's hard to keep good interns.
Böyle bir şeyi gizli tutmak zor.
It's hard to keep something like that quiet.
Hepsini akılda tutmak zor.
It's hard to keep them straight.
Hepsini akıIda tutmak zor.
It's hard to keep them straight.
Yasal olarak mı? Sayısını tutmak zor.
It's hard to keep track. Legally?
Yasal olarak mı? Sayısını tutmak zor.
Legally? Well, it's hard to keep track.
Anladım. Yiyecekleri tutmak zor.
I get it. Food's hard to hold.
Anladım. Yiyecekleri tutmak zor.
Food's hard to hold. I get it.
Bazen hepimizin burada bulunma nedenini akılda tutmak zor oluyor, değil mi?
Sometimes it's hard to keep in mind what we're all here for, isn't it?
Yumruklar savrulmaya başladı mı romantizmi canlı tutmak zor oluyor, değil mi?
It's hard to keep a romance alive once you start throwing punches, isn't it?
Onu yüz gün bile canlı tutmak zor olacak. Ruh kılıçlarını ondan uzaklaştırmanın bir yolunu bulamazsak.
If we can't think of a way to dispel the sword spirits from him, it will be hard to keep him alive for even 100 days.
Beni askerî okula gönderince… termostattan uzak tutmak zor olmamıştır.
Once you shipped me off to military school. It wasn't hard to keep me away from the thermostat.
Alison gülümseyip şeker dağıtırken insanları bir arada tutmak zor. O neşeli kısa kahkahası yok mu.
It's hard to keep the troops in line when Alison offers them candy and a smile and that lilting little laugh.
Ve Jane Doe hareketini tutmak zor olacak. Onunla günler ve geceler geçireceğim.
And it will be hard keeping up the Jane Doe act. I will be spending days and nights with him.
Results: 80, Time: 0.0285

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English