Examples of using Vakitler in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
O vakitler uygunsuz bir ilaç tedavim vardı.
Üye olduğum vakitler, şiddete karşı geliyordum.
Onun ölü olduğu vakitler ne hissediyorsun?
Dünyadaki bütün vakitler benim. -Pekala.
Dünyadaki bütün vakitler benim. -Pekala.
Onun ölü olduğu vakitler ne hissediyorsun?
Geri kalan vakitler buradaydım.
Lexi ile birlikte… sadece işte olduğum vakitler.
Karım, Anna ile o vakitler ayrıydık.
Onların temizlik yaptığı vakitler.
Onların temizlik yaptığı vakitler.
Senin için, dünyadaki bütün vakitler.
Pekala. -Dünyadaki bütün vakitler benim.
Pekala. -Dünyadaki bütün vakitler benim.
Adalet asla uyumaz. Seninde beni izlemediğin vakitler olmalı.
Kurbağadan başka bir şeyin sütümü emebileceği vakitler oldu.
Yarın bu vakitler… bir elimde batının en güçlü lideri olacak… ve diğerinde de dünyanın en korkulan teröristi.
Kocaman karnımı seviyordum… ve o vakitler tiyatroyu hiç sallamıyordum bile.
ama, güzel vakitler de geçirmiştik, kahrolası harika kahkahalar da atmıştık, değil mi?
Yarın bu vakitler, kraliçe olacağım… ve Bergen Kasabası tam olarak hak ettiği şeyi bulacak.