YAŞLI BIR KADINDAN in English translation

old lady
yaşlı kadın
yaşlı bayan
yaşlı kadını
yaşlı hanım
i̇htiyar kadın
yaşlı hanımı
yaşiı bir kadın
yaşlı hanımefendi
old woman
yaşlı kadın
yaşlı kadını
ihtiyar kadın
kocakarı
yasli bir kadin
acuze bir kadın
ihtiyar kadını
as an elderly woman

Examples of using Yaşlı bir kadından in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Soylu insanlardan emir almakla aksi, yüzü kıpkırmızı kesilmiş… yaşlı bir kadından emir almak arasında dağlar kadar fark var.
Taking orders from a cross and red-faced old woman. there's a thousand dogsbodies For every Escoffier or Monsieur Carême.
Soylu insanlardan emir almakla aksi, yüzü kıpkırmızı kesilmiş… yaşlı bir kadından emir almak arasında dağlar kadar fark var.
There's a thousand dogsbodies For every Escoffier and Monsieur Careme taking orders from a cross, red-faced old woman.
Emma yaşlı bir kadından para alsın diye herkesin kimlikleri ve inançları konusunda yalan söylemesini mi istiyorsun?
So you want all of us to lie about who we are and what we believe in so Emma can get a pile of money from an old woman?
Ortadan kaybolmasından önceki hafta… annen yaşlı bir kadından bahsetti mi?
The week before she vanished, did she say anything to you about an old lady?
Tanrım, sanki yaşlı bir kadınla konuşuyorum.
Jesus Christ, it's like talking to an old lady.
Yaşlı bir kadınla tanıştım.
I met an old woman.
Zengin yaşlı bir kadınla tanışmıştım.
I was introduced to a rich old lady.
Onun bu kadar yaşlı bir kadınla evlenmeyeceğini bilmesi lazım.
He should know he can't marry such an old woman.
Yaşlı bir kadınla evleniyorsun.
I'm getting married to an old lady.
Aptal yaşlı bir kadına neden katlandığını anlamıyorum.
I don't know why you put up with a silly old woman.
Yaşlı bir kadınla görülmekten utanmıyorsun, değil mi?
You're not ashamed to be seen with an old lady?
Benim gibi yaşlı bir kadına, biraz daha dikkat edebilirsiniz!
An old woman like me-- You could pay a little more attention!
Sonuncusu için yaşlı bir kadınla dövüşmek zorunda kalmıştım.
I had to fight some old lady for the last one.
Kokuşmuş yaşlı bir kadının kahvemi yapmasını istemiyorum.
I don't want a smelly old woman making my coffee.
Yaşlı bir kadındı.
An old lady.
Yaşlı bir kadınla baş edebilirim.
I can handle a sick old woman.
Yaşlı bir kadına kalp krizi geçirtmeni istemem.
I don't want to give an old lady a heart attack.
Psikoza girmiş yaşlı bir kadının ağzından çıkan zırvalıkları gerçekten de ciddiye.
You're not seriously giving credence to the ramblings- of some psychotic old woman who.
Arkadaşımlaydım. Şimdi de yaşlı bir kadınla mı arkadaşlık ediyorsun?
I was with my friend. Now an old lady is your friend?
Senedir evinden dışarı çıkmayan yaşlı bir kadınla ilgilenmem gerek.
I gotta take care of an old woman who hasn't been out in 30 years.
Results: 46, Time: 0.0403

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English