YAKIN MESAFEDEN in English translation

at close range
yakın mesafeden
yakın menzilden
kalibrelikle yakından
at point-blank range
yakın mesafeden
kısa mesafeden
noktasal aralıktaki
point-blank
yakın mesafeden
açıkça
yakından
kısa mesafeden
doğrudan
yakın menzilden
at a close distance
yakın mesafeden
pointblank
yakın mesafeden
a close-range
yakın mesafe
a close-quarters
yakın mesafeden
execution-style
infaz tarzı
infaz usulü
yakın mesafeden
close-contact
yakın mesafeden

Examples of using Yakın mesafeden in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Yani yakın mesafeden öldürmeye çalışmak… intihar olur.
So a close-quarters kill would be.
Yakın mesafeden elektromanyetik darbe saldırısıyla ses örüntüsünü bozacak.
He will disrupt the noise pattern.- With a close-range EMP attack.
Her zaman yakın mesafeden saldırıyor.
Always a close-range strike.
Yeniden! Bu defa daha yakın mesafeden!
This time, at a closer distance! Again!
Kurşunlar yakın mesafeden, 25 kalibrelik Beretta bir otomatikden atılmış!
The bullets were fired at close range from a .25 caliber Beretta automatic. Fact!
O kadar yakın mesafeden birini vurmak barut izi kolayca 1,000 olabilirdi.
Shooting someone, close range like that, GSR particles could easily top 1,000.
Kalibrelik kurşunla yakın mesafeden vurularak öldürülmüş.
The bullet that killed him was a .22 caliber round shot in close proximity.
Hepsi yakın mesafeden kurşun yaraları yüzünden ölmüşler.
All of them died of close-range gunshot wounds.
Kurban yakın mesafeden üç kere vurulmuş gibi görünüyor.
Looks like our victim was shot three times, close range.
Adli tabip, yakın mesafeden tek el ateş dedi.
Coroner's saying a single shot from close-up.
Yakın mesafeden iki atış yaptın ve ikisini de mi ıskaladın?
You fired, what, two shots from close range and both of them missed?
Yöntem; yakın mesafeden vuruş.
Method: Close-range hit.
Yakın mesafeden yapılan bu atışlar çok etkili olmuştur.
The bullets were large and shot from a close distance.
Katilin yakın mesafeden ateş ettiğini biliyoruz zaten.
We already know the killer shot from close range.
Yakın mesafeden kastım, davalı, Jeffrey Grant.
Close range meant it came from the accused,- Jeffrey Grant.
Yakın mesafeden çeneden vurulmuş… yukarı doğru,
Point-blank to the jaw. Upper trajectory.
Yakın mesafeden doğruca yeleğin içinden.
Point-blank range right through the vest.
Mulderın bir şeye ya da birine yakın mesafeden ateş…-… ettiğini gösteriyor.
Which indicates Mulder fired close-range at something or someone.
Mermiler yakın mesafeden, 25 kalibrelik otomatik bir silahla ateşlenmiş.
The bullets were fired at close range from a .25 caliber Beretta automatic.
En yakın mesafeden.
At point-blank range.
Results: 339, Time: 0.0442

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English