Examples of using Yalnız sen in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Mirasın yüzünden yalnız sen ailemizin günahlarını temizleyebilirsin. Senin tarafından.
Tehlikede olduğumda pervazı kullandığımı yalnız sen biliyordun.
Yalnız sen, ben ve İrlanda kahvesi yapan bir yerli.
Anlaşılan bir gösteri için aklında yalnız sen varmışsın.
Tony, sen ve yalnız sen.
Beni dizide tutmaya karar veren sensin, yalnız sen.
Gerçek bir tatil, yalnız sen ve ben.
Tanrım acı çektiğini yalnız sen gördün.
Pekala, yalnız sen.
Ragnar değil. Bunu yalnız sen yapabilirsin.
Tehlikede olduğumda pervazı kullandığımı yalnız sen biliyordun.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
İkiniz de suya düştünüz ama sudan çıkmayı yalnız sen başardın.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Çocuklarım… Beni öldürmek istiyorlar! ve yalnız sen beni koruyabilirsin.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Bu şov, her koreografın hayalidir ve yalnız sen başarabilirsin.
Biz değil, yalnız sen.
Fakat yalnız sen… onu yoketmek istiyorsun.