YALNIZ SEN in English translation

only you
ancak siz
sadece sensin
sadece sen
yalnızca sen
bir tek sen
anca sen
sadece sana
ama sen
just you
sadece sen
yalnızca sen
bir tek sen
sırf senin
yalnız mısınız
you alone
seni yalnız
seni rahat
sizi rahat
seni tek başına
sizi yalnız bırakayım
sizi yanlız
yalnızca siz
yalnız sana
sizi başbaşa
sizi bir başınıza
all you
senin tek
hepiniz
sen sadece
siz bütün
siz tüm
tamamen senin
senin her
senin her şeyin
hepsi sendin

Examples of using Yalnız sen in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Mirasın yüzünden yalnız sen ailemizin günahlarını temizleyebilirsin. Senin tarafından.
By you. Because of your legacy, you alone can cleanse the sins of our family.
Tehlikede olduğumda pervazı kullandığımı yalnız sen biliyordun.
Only you knew that I would use the ledge if I was in danger.
Yalnız sen, ben ve İrlanda kahvesi yapan bir yerli.
Just you and me and a native who makes Irish coffee.
Anlaşılan bir gösteri için aklında yalnız sen varmışsın.
He seems to have only you in mind for a show.
Tony, sen ve yalnız sen.
Tony, you and you alone.
Beni dizide tutmaya karar veren sensin, yalnız sen.
You're the one who decided to keep me on the show, only you.
Gerçek bir tatil, yalnız sen ve ben.
A real vacation, just you and me.
Tanrım acı çektiğini yalnız sen gördün.
Father, you alone saw his suffering.
Pekala, yalnız sen.
All right, just you.
Ragnar değil. Bunu yalnız sen yapabilirsin.
Only you can do it, not Ragnar.
Tehlikede olduğumda pervazı kullandığımı yalnız sen biliyordun.
Only you knew I would use the ledge in case of danger.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Just you.-Kid?-No.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Just you.- No.- Kid?
İkiniz de suya düştünüz ama sudan çıkmayı yalnız sen başardın.
You both ended up in the water. But only you got out.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
No. Just you.- Kid?
Çocuklarım… Beni öldürmek istiyorlar! ve yalnız sen beni koruyabilirsin.
My children, they want to kill me, and only you can save me.
Çocuk?- Hayır, yalnız sen.
Kid?-No. Just you.
Bu şov, her koreografın hayalidir ve yalnız sen başarabilirsin.
This show is a choreographer's dream, and only you can do it.
Biz değil, yalnız sen.
Not us. Just you.
Fakat yalnız sen… onu yoketmek istiyorsun.
But you only… seem to want to destroy it.
Results: 132, Time: 0.0506

Yalnız sen in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English