YAPMAYACAĞIMIZI in English translation

doing
yap
yapar
yapın
öyle
işi
do
yap
yapar
yapın
öyle
işi

Examples of using Yapmayacağımızı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
En azından ne yapmayacağımızı biliyoruz.
At least now we know what not to do.
Samantha, ona böyle bir şey yapmayacağımızı söyledim.
Samantha, I told him we wouldn't do anything like this.
Tam da buydu. Yapmayacağımızı söylediğin şey.
This is exactly what you said we wouldn't do.
Bugün bir şey yapmayacağımızı sanıyordum.
I thought we weren't doing anything today.
Biliyorsun, polis bölgesinde ürkütücü konuşmalar yapmayacağımızı söylemiştim.
You know, I told you no creepy talk in the precinct.
Açgözlülük, cahillik aynı hataları yapmayacağımızı kim söyleyebilir ki?
Greed, ignorance… who's to say we wouldn't make all the same mistakes again?
Peki, dediğimiz gibi yerimizde oturup hiçbir şey yapmayacağımızı zannetmeyin.
Well, having said that don't get the impression that we're going to sit by and do nothing.
Bunu yapmayacağımızı söylediğimizi biliyorum, ama benim ne düşündüğümü bilmek ister misin?
I know that we said we wouldn't do this, but do you want to know what I was thinking about?
Hey, yapmayacağımızı konuşmamıza rağmen, hadi yapalım ve de bunu da tartışmayalım.
Hey, instead of discussing not doing it, let's do it and don't even discuss it..
Buraya gelipte neyi yapıp yapmayacağımızı söyleyen Amerikalıları… ya da herhangi bir başkasını, ben de istemiyorum!
I don't want Americans or anybody… coming here telling us what to do!
Miamiye gitmemizi sağlamak için gerçekten çabaladılar. Yapmayacağımızı söylemeyi sürdürdük.
They really tried to make us go to Miami, and we kept saying we're not gonna do it, but Jerry, for political reasons,
Bu pislikle hiçbir şey yapmayacağımızı söyle ona. Bekle, bekle.
Wait, wait.-You tell him we ain't got nothing to do with this mess.
Benim! akıl hastalığı savunması yapmayacağımızı söyleyeceksin, ne şimdi ne
Mine! You're gonna walk back in there, and you're gonna inform the court not now, not ever.
Ve şu geleneksel'' hastalıkta ve sağlıkta'' lagalugasını yapmayacağımızı farz ediyorum.
And I assume we're not doing the traditional,"in sickness and in health" mumbo jumbo.
Sarhoş olmayın. Sofu biri değil, değil mi? Bir şey yapmayacağımızı sanıyor?
He don't think we would do anything… wasn't pious, does he?
Sizin gibi ne yapacağımı bilmeseydim endişeleniyor olmazdım… veya ne yapmayacağımızı bildiğimde, içimiz rahat olacak.
I wouldn't worry if I was you about what we're gonna do or what we're not gonna do, We're gonna be just fine.
akıl hastalığı savunması yapmayacağımızı söyleyeceksin, ne şimdi ne de sonra.
walk back in there, that we will not be pursuing mental-defect defense, not now.
neyi yapmayacağımızı falan söyleyemez Maurizio.
Maurizio. Nobody can tell us what to do.
Bunu yapmayacağımızı biliyorsun.
Bugün bir şey yapmayacağımızı sanıyordum.
We weren't doing anything today.
Results: 1168218, Time: 0.0314

Top dictionary queries

Turkish - English