YERLEŞIM in English translation

settlement
yerleşim
tazminat
anlaşmayı
uzlaşma
yerleşkeyi
çözüm
residential
yerleşim
konut
ev
meskun
i̇kamet
rezidanslar
layout
yerleşim
planını
düzeni
düzenini
tasarım
bir düzenlemeci
inhabited
yaşayan
yaşıyor
yerleştirdik
i̇çinde
populated
dolduran
habitation
yerleşimi
yeri
yurdu
şehri
kenti
kılamazsak
evini
uninhabited
ıssız
boş
yerleşim yok
yerleşim olmayan
yaşayan yok
oturanı bulunmayan
meskûn
enclave
enklavını
yerleşim
placement
yerleştirme
yeri
yerleşimi
yer
plasman
areas
bölge
alanı
alanına
bölümüne
civarında
yeri
çevreyi

Examples of using Yerleşim in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Doğal Yerleşim Ayarları.
Natural Layout Settings.
Arkeolojik bulgular, bölgede Taş Devrinden beri yerleşim olduğunu önerir.
Archaeological finds suggest that the area has been inhabited since the stone age.
Sizi en yakın yerleşim sistemine götürebilirim.
To the nearest populated system.
Oradaki yerleşim ilginç.
Interesting layout over there.
Buca, İzmirin en eski yerleşim yerlerinden biridir.
Vatrop is one of the oldest inhabited places of the former island.
Başarılı bir firar üç şeye bağlıdır.- Yerleşim, rutin ve… yardım.
A successful breakout depends on three things, layout, routine, and help.
Genel Yerleşim.
General Layout.
Bay Evansville bize yerleşim[ br] alanlarını gezdirmeyi önerdi.
Mr. Evansville has offered to take us on a tour of the settlements.
Kuzey yarım küredeki iki yerleşim yerini… Klingon güçleri ele geçirmiş.
Klingon ground troops have captured two settlements in the northern hemisphere.
Uzun vadeli yerleşim yerleri de olabilirler. Ve uzmanlar inanıyor.
They could also be sites for longer term settlements. And experts believe.
Uzun vadeli yerleşim yerleri de olabilirler. Ve uzmanlar inanıyor.
And experts believe they could also be sites for longer term settlements.
Bay Raymond, bu büyük boşanma yerleşim biridir bu ülkede hiç görmedi.
Mr Raymond, this is one of the largest divorce settlements this country's ever seen.
Yeşil Hatta yerleşim yok.
It's the green line, where there are no settlements.
Mekanın yerleşim planı.
Floor plan of the victim's place.
Yüzyılda olarak, yerleşim Antik Roma tarafından kontrol edildi.
By the 1st century BC, the settlement was controlled by Ancient Rome.
Gelecekte yerleşim politikalarımızı değiştirmeyi düşünebiliriz sanırım ama şimdilik.
I think we can consider changing housing policies in the future, but for right now.
Saçılan parçalar da yerleşim binalarında tamir edilemez hasarlara yol açabilir.
Flying debris could also damage colony buildings beyond repair.
Ancak bütün yerleşim felaketleri bu kadar dramatik olmayacaktır.
But not all colony disasters will be so dramatic.
Yerleşim 1969 yılında kasaba ilan edildi.
Modrý Kameň was pronounced a town in 1969.
Yerleşim müzakerelerindeki taslaklara baktınız mı?
The drafts of the settlement negotiations… did you pull them?
Results: 378, Time: 0.0436

Top dictionary queries

Turkish - English