Examples of using Yoktun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hiç yerinden oynamadı ve içinde yoktun.
Gedik açmak için sen yoktun.- O da senin yerine Gypsyyi kullanmış.
Sen yoktun, Samir.
Sen yoktun. Ne oldu?
Bayağıdır yoktun anne.
Ama sen yoktun.
Bugün Miyagi Julie-sanı okuldan almaya gitti, ama sen yoktun.
Evet ama sen yoktun.
Bu sabah uyandıgımda yanımda yoktun.
Ama yanımda sen yoktun.
Çünkü sana ihtiyacım olduğu zaman sen yoktun.
Evet ama ne yazık ki içerideyken yanımda sen yoktun.
O yüzden mi yoktun?
Nasıl oldu da bunu bana anlatmadın? Sen yoktun.
Çünkü sen yoktun.
Arkadaşlarıma en çok ihtiyacım olduğu anda, sen yoktun.
Başlangıçta sen yoktun.
Ama bu sefer sen yoktun.
Yanlarında sen yoktun.
Bu yaz beş dakikalık bir telefon görüşmesinden sonra üç ay yoktun.