ZAMAN ONU in English translation

him then
o zaman
o zaman ona
o halde
sonra onu
onu öyleyse
onu o halde
zaman onu tanıyamadım ama onu surlarda , kılık değiştirmiş bir hâlde
zamanlar onun
when she
o zaman
yaşındayken
hani o
o sırada
öğrenince , doğal olarak birinci mevki yıkılmakta olan
onu tanrılar için düzgünce hazırlamadan nasıl tartışıp kavga erdesiniz
o sonik vericiyi almaya gittiği zamanki gibi
o gelince
him whenever
zaman onu
onu her
time he
zaman o
sefer o
süre boyunca o
kez o
sefere çıkışında onu
zaman içinde çocuklara baskı yapıyor ve onları
öğün ondan
o sırada
the moment it

Examples of using Zaman onu in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Her zaman onu korudum ve şimdi de koruyacağım.
And I will now. I protected him then.
O zaman onu bulmaya gideyim ben.
I'm gonna go find him then.
O zaman onu taburcu etmek zorundayız.
We have to release him then.
Bu harika, o zaman onu tutukla.
That's great, go arrest him then.
Tie Zhong Tang bize gelecektir o zaman onu öldürürüz.
Tie Zhong Tang will come to us We can kill him then.
O zaman onu reddetmem gerektiğini düşünüyorsunuz?
So you think I ought to refuse him, then?
Tamam, o zaman onu ben öldürdüm.
All right, I did kill him, then.
Peki, o zaman onu nasıl yeneceğim?
Okay, so how do I beat him, then?
O zaman onu bulmaya gideyim ben.
I'm going to go find him, then.
Etrafta olmadığı zaman onu özlüyorum.
I miss her when she's not around.
Ayrıldıkları zaman onu takip edin.
Follow him when he leaves.
Kanatları çıktığı zaman onu ne yapacaksın?
What will you do with her when she grows wings?
William intihar ettiği zaman onu bulan kişi Lauritsdi.
Laurits was the one who found William, when he had taken his own life.
O zaman onu çok çekici bulmuştun.
You were very attracted to her then.
O zaman onu bulmalıyız.
We gotta find her then.
Polisler o zaman onu adamla birlikte tutuklamislar.
Cops arrested the man with her at the time.
Bitirdiğim zaman onu görmeye gideceğim.
I will see her when I finish.
Ve istediğin zaman onu ziyaret edebilirsin… eğer oraya kendin gidebilirsen.
And you can visit her any time you like if you just go there yourself.
Biliyorum çünkü öldüğü zaman onu kollarımda tutuyordum.
I know because I held him in my arms when he died.
Ben o zaman onu tanımıyordum.
I didn't know her at that time.
Results: 245, Time: 0.0539

Zaman onu in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English