ZAMANLAMA in English translation

• timing
• schedule
• about time
• scheduling
• timings

Examples of using Zamanlama in Turkish and their translations into English

Çevrimdışı konferans zamanlama uygulaması.
Offline conference schedule application.

Ne zamanlama ama.
WHAT UNFORTUNATE TIMING.

Beyler, zamanlama esastır.
GENTLEMEN, TIMING IS OF THE ESSENCE.

Listede daha az zamanlama gösterMore.
Show fewer schedules on the list.

Listede daha fazla zamanlama göster.
Show more schedules on the list.

Bay Başkan, her zamanki gibi mükemmel zamanlama.
MR. MAYOR, PERFECT TIMING AS USUAL.

Politikada kurtuluş zamanlama demektir ve bizim zamanımız azalıyor.
In politics, survival is timing, and ours is running out.

Artık zamanlama meselesi.
Now it's in the timing.

Zamanlama önemli ama zeki birine benziyorsun.
It's a timing thing, but, uh, well, you look smart.

Biliyorum zamanlama garip, iyileştirmen gereken bir sürü şey var.
I know the timing's weird and you got all kinds of healing to do.

Ama ben ışıkların tamamiyle zamanlama ve şiddetine yoğunlaşmıştım renklerine değil.
But I focused solely on the timing and intensity of the flashes not the colors.

Zamanlama yanlış.
Wrong moment.

Zamanlama artık farklı.
The timing's different now.

Zamanlama meselesi.
It's the timing.

Başlıkların elektronik zamanlama füzyonu için uçuş mesafesi 50 metre kadar olmalı.
Flight distance for the warheads' electronic timer fuse, about 50 meters should do it.

Ama sorun zamanlama, Henry.
But it's the timing, Henry.

Mükemmel zamanlama duygusunun… nasıl gelişmiş olduğuna dikkat edin.
Notice how he has developed… a perfect sense of timing.

Zamanlama cihazı gibi, doktor.
Sounds like a timing device, doctor.

Zamanlama spesifik.
Timing's… specific.

Zamanlama da önemli.
It's about timing.