Examples of using Zamanlarını in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bolluk zamanlarında kıtlık zamanlarını hatırla.
Görünüşe göre onlar tüm zamanlarını Friscoda geçirecekler.
Biliyor musun, tüm zamanlarını dünyada geçireceklerini sanıyorlar.
Hepsi bitti. Benim için üzülenler zamanlarını boşa harcıyor.
Hepsi bitti. Benim için üzülenler zamanlarını boşa harcıyor.
Victor şu anda hayatının zamanlarını yaşıyor.
Bu yüzden bu gezegende geçen zamanlarını değerli görüyorlar.
Boş zamanlarını hapiste geçirmeyi sever, öyle değil mi Jjaks?
O yüzden annenin bir anda korumacı kesilip oyun zamanlarını iptal etmesi… muhtemelen onu biraz korkuttu.
Boş zamanlarını hapiste geçirmeyi sever, öyle değil mi Jjaks?
Hedefi gözledim… vardiya değişimlerini ve nakliyat zamanlarını ezberledim ve birde sürpriz!
Bütün grup kişi hayatın kaçınılmaz iyi zamanlarını ve kötü zamanlarını tevekkülle kabul etme gereğini anlamışlardır.
Biliyor musun, tüm zamanlarını dünyada geçireceklerini sanıyorlar, ama kısa süre sonra doktorları, testleri.
Eğer kardeşin hatırına anneni getiriyorsa O da bana senin çocukluk zamanlarını hatırlatıyor.
seyahat zamanlarını ve trafik bilgilerini kullanıcılardan toplar
Zamanlarını burada geçiriyorlar. Yani mesela özel bir etkinlik varsa bir grup geldiğinde.
Bu insanlarla yılda sadece bir yemek yiyip yılın diğer zamanlarını dalga geçerek geçirebiliriz.
Yuvalarını Capein dışında kurarlar ve yavrulama zamanlarını ayarlarlar… böylece tüyleri yeni çıkmış olan… yavruları balık sürülerini takip ederken onlara katılabilirler.
Bu yıldızların yaşamlarını ve zamanlarını çözmek evren ve evrendeki yerimiz hakkında olağanüstü sırları ortaya çıkarmıştır.
Herkes dünya çapında ağda zamanlarını harcarken… biz Darknet denilen yerde buluştuk… ağ içinde ağ.