Examples of using Zararı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bu sektörde işler ters gittiğinde sponsorların zararı paylaşması gerekmez mi?
Satışlara zararı yok değil mi?
Zararı yok mu?
Çabuk öde, zararı kapat.
Çarpışma poliçenizin zararı karşılayacağını çok iyi biliyorsun.
Allahtan başka, kendisine ne zararı dokunan, ne yararı olan şeylere yakarır.
Kimseye zararı yok, değil mi?
Truvalıların bana hiç zararı dokunmadı. -Şimdilik.
Empire tiyatrosunun bir sezonluk zararı… 6,237,378 frank.
Bunların da zararı yok tabii?
Çarpışma poliçenizin zararı karşılayacağını çok iyi biliyorsun.
Kimseye zararı olmamıştı hiç!
Walkman dinlemesinin kimseye zararı olduğunu sanmıyorum.
Bir ihtiyaç. Üstelik kimseyede zararı yok.
Özür dilerim. Umarım bu, zararı karşılamaya yeter.
Zararı yok. Sevişen bu çifti izledim.
Truvalıların bana hiç zararı dokunmadı.
Beni dinleyin: birisini dava ettiğiniz zaman bunun zararı herkesedir.
Hay sıçayım. Zararı karşılamak zorundalar!