НАСТОЯХ - превод на Турски

• ısrar ettim
• istedim

Примери за използване на Настоях на Български и техните преводи на Турски

Аз настоях за срещата.
Görüşmeye ben zorlamıştım.

Както и да е, настоях Джо да остане.
Herne olursa olsun, Joya söz verdim kalması için.

Когато Джил ми каза, че е лесбийка, настоях да ходи на психиатър.
Gil, eşcinsel olduğunu söylediğinde psikiyatriste gitmesi için ısrar etmiştim.

Видях, че е тъжен и не настоях.
Acı çektiğini görüp, ısrar etmedim.

Това всичко ли е, господин министър?- настоях аз?
Hepsi bu kadar mi sayin baskan?

Знам, и затова настоях да се срещнем лично.
Biliyorum bu yüzden bizzat buraya gelmek için ısrar ettim.

Настоях да се върне и да оправи нещата.
Ne oldu? Onu geriye gidip yaptığını düzeltmesi için ikna ettim.

Аз настоях и накрая ми каза, че трябва да арестува двама крадци в Ньой.
Ben de ısrar ettim. En sonunda bana Neuillyde enselemesi gereken iki hırsız olduğunu söyledi.

Настоях Дейвис да те открие, и започнах да работя да намеря начини да ти помогна.
Daviesten seni bulmasını istedim ben de bu sırada sana yardım edebilmek için çalıştım.

Настоях особено за издирването и арестуването на четиримата оставащи на свобода бегълци," каза белгийският магистрат след разговори с високопоставени сръбски представители.
Belçikalı savcı üst düzey Sırp yetkililerle görüşmesi sonrasında yaptığı açıklamada,'' Geri kalan dört kaçağın bulunup tutuklanması konusunda özellikle ısrar ettim.'' dedi.

Снимах се в тяхна реклама и настоях да ми платят така. О, не, г-не.
Doğru ya, bir reklam çekmiştim ve Beni parasıyla ödeme yapılasında ısrar etmiştim.

предвид успеха на колонката й, но настоях лично да преговаряме.
ben yüz yüze görüşmekte ısrar ettim.

Настоях Ралф да работи само на моя лаптоп в час защото се съмнявах, че едно дете може да свърши всичката работа само без външна помощ.
Ralphın sınıfta sadece kendi dizüstümle çalışmasında direttim, çünkü bir çocuğun onca işi yardım almadan tek başına yapabileceğinden şüpheliydim.

Но той настоял, а ти си го обожавала.
Fakat o ısrar etti ve sen de onu delicesine seviyordun.

Ануар настоя, и те се съгласиха да освободят и двете ни дъщери.
Anwar ısrar etti ve ikimizin de kızını bırakmayı kabul ettiler..

Застрахователите настояха.
Sigortacılar ısrar ettiler.

Купър настоя, но човекът, който донесе диорамите, не е убиец.
Cooper ısrar etti ama diyoramaları bırakan kişi katil değil.

Ние настояхме.
Biz ısrar ettik.

И настоя да кажа"да".
Israr edince evet demek zorunda kaldım.

Настоя да докажа женствеността си.
Kadınlığımı kanıtlamamam konusunda ısrar etti.