Примери за използване на Başlamak zorunda на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Güne başlamak zorunda kalıyor.
Baştan başlamak zorunda kalacağız.
Yani zavallı Frederic herşeye başka birisiyle yeniden başlamak zorunda.
Biberli et yemek için ödeme yapmaya başlamak zorunda kalabilirsin.
Yoksa yemek kutsallığını kaybeder ve Lennier her şeye baştan başlamak zorunda kalır.
Üçüncü- tekrar baştan başlamak zorunda kalacak.
Şimdi gidersen baştan başlamak zorunda kalırız.
Sonuçta herkes bir yerden başlamak zorunda.
Yani… benim gibi sıfırdan başlamak zorunda değilsin.
Bu şekilde baştan başlamak zorunda kalmam.
Herkes bir yerlerden başlamak zorunda.
İnsanları tekrar işten çıkarmaya başlamak zorunda kalacağız.
Hareket etmemeye çalış yoksa yeniden başlamak zorunda kalırız.
Bu program sonuçlarını bir an önce göstermeye başlamak zorunda.
Her şeye yeniden başlamak zorunda kalırız.
Aksi takdirde yeniden başlamak zorunda kalacak, tüm gizli numaraları bulmak için üç dakikanız var.
Suriyedeki ayaklanmalar sonucunda yeni bir hükümet kurulacak ki bu da Türkiyenin herşeye en baştan başlamak zorunda kalacağı anlamına geliyor.''.
buna çok yakında başlamak zorunda olmamız bundan.
Ile olan anlaşmalarının dayanıksız bir şey olduğunu kanıtlayana kadar sahtekârlığı kanıtlayana kadar Southforkta petrol çıkarmaya başlamak zorunda kalacağız.
depresyon ilaçlarına başlamak zorunda kaldığını söylüyor.