трябва да правиш
yapmak zorunda
yapmana gerek
yapman gerektiğini
yapman lazım
yapman gereken şey
yapman gerekecek
yapman gereken трябва да направи
yapması gereken
yapmak zorunda
yapması gerektiğini
yapmalı
yapılması gerekenler
atması gereken е нужно да правиш
yapmak zorunda
yapmana gerek е необходимо да правиш
yapmak zorunda се налага да правиш
yapmak zorunda съм длъжен да правя
yapmak zorunda нужда да правиш
yapmana gerek
yapmak zorunda е нужно да се направи
yapmak zorunda
yapılması gerektiğini трябва да правим
yapmak zorunda
yapmamız gerekiyor
yapmamız gerektiğini
yapmamıza gerek
yapıyor olmalıydık трябва да правя
yapmak zorunda
yapmam gerektiğini
yapmalıyım
yapmam gerek
yapmam gerekiyor
yapmam lazım трябва да направиш трябва да направя трябва да направим е нужно да правим е нужно да правите е нужно да правя се налага да правим е необходимо да правите
Bazı aptalca şeyler yaptın ama bunu yapmak zorunda değilsin. Достатъчно глушави неща направи, но няма нужда да правиш и това. Dinle… Seni rahatsız eden hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. И чуй ме, не е нужно да правиш нищо от което не се чувстваш комфортно. ( Kahkaha) Bunları kullanırken böyle yapmak zorunda değilsiniz. Bazen hoşuna gitmeyen şeyleri yapmak zorunda kalırsın. Понякога се налага да правиш неща, които не ти харесват. Hayır, birisi Bir şey yapmak zorunda . Не, някой трябва да направи нещо.
Lois, bunu benim için yapmak zorunda değilsin. Лоис, Лоис, не е необходимо да правиш това за мен. Bunu yapmak zorunda değilsin. Не е нужно да се направи това. Biliyorsun ki söylediği her şeyi yapmak zorunda değilsin. Не е нужно да правиш всичко, което той ти казва. Tatlım, annem kitabı açmak için bir şeyler yapmak zorunda . Скъпа, мама трябва да направи нещо, за да отвори книгата. Kahretsin. Hep böyle büyük mizasenler yapmak zorunda mısın? Мамка му, винаги ли трябва да правиш представления от всичко? Dinle, Charlie. Bunu yapmak zorunda olmadığını biliyorsun? Слушай, Чарли, нали знаеш, че няма нужда да правиш това? Kabul ederseniz dediklerinizi yapmak zorunda kalırım. И ако приемеш, съм длъжен да правя каквото кажеш. Kötü bir şey yapmak zorunda değilsin. Не е необходимо да правиш нищо лошо. Aslında, çok fazla bir şey yapmak zorunda değilsiniz. Всъщност, не се налага да правиш почти нищо. Bunu burada yapmak zorunda değiliz. Bunu yapmak zorunda değilsiniz. Не е нужно да се направи това. Bu çok güzel. Fakat, benim için böyle değişiklikler yapmak zorunda değilsin. Много мило, но не е нужно да правиш промени заради мен. Bir erkek ilgi çekmek için ne yapmak zorunda ? Какво трябва да направи човек, за да получи малко внимание? Tamam, ama demek istediğim, bunu yalnız yapmak zorunda değilsin. Добре, само казвам, че не трябва да правиш това сама. İstemediğin hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsin. Няма нужда да правиш нещо, което не искаш.
Покажете още примери
Резултати: 829 ,
Време: 0.0708